top of page

vitruta Londra'da Rave’den İlham Alan Bir Perakende Deneyimi

Onur Çoban

Fotoğraflar: Benoit Florençon
Fotoğraflar: Benoit Florençon

Londra, King's Cross'un kalbinde yer alan vitruta'nın Coal Drops Yard'daki konsept mağazası, bölgenin hikayelerle dolu geçmişini onurlandırıyor. Bir zamanlar kömür deposu, daha sonra yeraltı rave sahnesi için bir sıcak nokta ve şimdi bir kültür merkezi olan dönüm noktası olan mekan, Londra'nın değişen kültürel anlatısını somutlaştırıyor. Paslanmaz çelik ve kömürlü tuğla kullanımı bölgenin endüstriyel geçmişine saygı duruşunda bulunurken, özenle seçilen tasarım detayları bu mekanın şekillenmesine yardımcı olan iş birlikçilerin bakış açılarını ve yaratıcılıklarını yansıtıyor. Her unsur, tasarım ve işlevselliğe yönelik güncel bir yaklaşımla tarih arasında köprü kuran ortak bir vizyonu temsil ediyor.

 

İç mekan, Kreatif Direktör Serra Duran Paralı tarafından, SSStudio+212'den Paris merkezli mimar ve kültür gözlemcisi Sofia Cherkaoui ile iş birliği içinde tasarlandı. vitruta, tanınmış, onaylanmış bir ekibe başvurmak yerine, NM3, MealDealWorkshop, Eddie Olin, Mateo Garcia, Holloway Li, Pierre Castignola, Jesper Eriksson ve Wendy Andreu gibi mekanın tamamında işleri yer alan yeni iş birlikçilerle çalıştı. vitruta Londra'daki ilk adımlarını atarken, markanın kreatif direktörü Serra Duran Paralı ve mimar Sofia Cherkaoui ile yeni konsept mağazaları üzerine sohbet ettik.

Röportaj: Onur Çoban


Mağazanın yalnızca bir perakende alanı değil, bir deneyim ve anlatı sunması gerektiği fikrinden yola çıkarak bu vizyonu vitruta London mağazasında nasıl somutlaştırdınız?


Serra: vitruta London, iş birliği, tasarım ve kültürel etkileşimin bir tezahürü olarak ortaya çıktı. Pek çok farklı kültürden tasarımcı ve sanatçıyla çalışarak, çağdaş perakendenin özünü yansıtan bir mekân oluşturduk—tasarımın günlük yaşam pratikleriyle buluştuğu bir alan diyebiliriz.


Minimal tasarım felsefesine sahip markaları ve tasarımcıları bir araya getirirken, bu çeşitliliği tutarlı ve bütüncül bir şekilde sunmayı hedefledik. Coal Drops Yard’ın endüstriyel mirasını modern malzemeler ve çağdaş dokunuşlarla harmanlayarak, geçmişin izlerini koruyan ama geleceğe bakan bir mekan yarattık. Mağazamız, ürünlerin yanı sıra tasarımın ve detaylara verilen önemin ziyaretçilere ilham verdiği bir alan olarak kurgulandı. Bu yaklaşımla, yalnızca alışveriş değil, aynı zamanda marka üzerinden bir hikaye anlatma fırsatı da sunduk.




 

"Bu mağaza yalnızca ürünlerin sergilendiği bir yer değil; fikirlerin, hikayelerin ve estetik anlayışların birleştiği bir platform."


 

Londra gibi kültürel olarak çok katmanlı bir şehirde, vitruta gibi lokal bir markayı yerel bağlamla buluşturmanın zorlukları veya fırsatları neler oldu? Lokal bir marka olarak vitruta, kimliğiyle Londra’da nasıl bir yer edinmek istiyor?


Serra: Londra’nın çok katmanlı yapısı, vitruta için hem zorluklar hem de fırsatlar sundu. Türkiye menşeili bir markayı, global markaların ve köklü alt kültürlerin güçlü bir şekilde var olduğu bir şehirde konumlandırmak başlı başına bir meydan okumaydı. Ancak Londra’nın çok kültürlü dokusu, herkesin kendinden bir şey bulabileceği bir alan yaratma vizyonumuzu destekledi. Burada aidiyet hissi, yalnızca bir ürün satın almanın ötesinde, markayla derin bir bağ kurmakla ilgiliydi. Kendim de Londra’da bir yabancı olarak, farklı kültürlerden gelen bir ekiple çalışmayı tercih ettim ve bu süreçte mağazanın kürasyonunda bu çok sesliliği yansıtmayı başardığımızı düşünüyorum. vitruta’yı yerelleştirmek yerine, global değerlerimizi Londra’nın evrensel diline entegre ettik. Bu sayede vitruta Londra’da, salt bir perakende alanından öte, tasarımın ve estetik değerlerin bir araya geldiği bir buluşma noktası haline gelmeyi hedefliyor.


Emerging sanatçı ve tasarımcılarla çalışmayı seçmek, tasarım sürecinizi nasıl zenginleştirdi? Bu seçimin arkasındaki motivasyon neydi ve bu isimlerle çalışmanın tasarımlarınıza nasıl bir katkısı oldu? İlerleyen süreçte sanatçı ve tasarımcılar ile farklı iş birlikleri devam edecek mi?


Serra: Bu projede daha önce kendini kanıtlamış ve tanınmış isimlerle çalışmak kesinlikle daha risksiz bir yol olurdu. Ancak bana sunulan bu güven alanını, benim için ilham verici olan yaratıcılarla paylaşmayı tercih ettim. Uzun süredir takip ettiğim ve üretimlerini takdir ettiğim isimleri bu sürece dahil etmek, projeyi benim için çok daha anlamlı hale getirdi. Tıpkı bana sunulan fırsat gibi, ben de yaratıcı bir vizyonu olan ve söyleyecek yeni şeyleri olan insanlara alan açmayı istedim. Bu yaklaşım yalnızca süreci zenginleştirmekle kalmadı, aynı zamanda mağazayı daha dinamik ve ilham veren bir mekan haline dönüştürdü. Gelecekte de benzer motivasyonlarla yeni iş birlikleri yapmayı planlıyoruz. Bu tutum, hem yaratıcı topluluklarla bağ kurmamızı sağlıyor hem de vitruta’nın özgün hikayesini daha ileri taşıyor.



Coal Drops Yard’ın geçmişten bugüne uzanan hikayesi oldukça zengin ve katmanlı. Bir kömür deposundan yer altı rave sahnesine ve şimdi kültürel bir cazibe merkezine dönüşen bu mekan, tasarım kararlarınızı nasıl etkiledi? Bu tarihsel bağlam, tasarımınızda nasıl yankı buldu?


Sofia: Coal Drops Yard'ın çok katmanlı geçmişi, tasarımla hikâye anlatımı için gerçek bir hazine. Kömür deposundan yeraltı rave merkezine, oradan da bir kültürel destinasyona dönüşümü, derin bir esneklik ve topluluk duygusunu yansıtıyor.


Heatherwick Studio'nun mimari müdahalesi, cesur ama hassas yaklaşımıyla, yeniyi sunarken eskiye saygı duyan tasarımlar için bir emsal oluşturdu. Bu felsefeyi takiben, mekâna yönelik tasarımlar, mekânın tarihinin doğal bir uzantısı gibi hissettirmelidir; böyle bir anlatıda, mekânın evrimini onurlandırmak esastır. Bir zamanlar burada gelişen rave kültürü bir açıklık ethosunu da beraberinde getirdi. Dinamik aydınlatma ve ses sistemi ile esnek, açık alanlar yaratan tasarım seçimleri, buranın hedonistik dönemine selam gönderiyor. 


Ayrıca perakendenin daha minimalist bir etkinlik alanı, tasarım objeleri, giysiler ve aksesuarların küratörlüğünü yapan bir sergi alanı haline geldiği Güney Kore ve Japonya'dan da etkilendim. vitruta'yı yaratıcılık ve kültür için bir merkez olarak düşündüm. Bir sergi unsuru olarak tasarlanan mobilyalar etkileşimi, keşfi ve merakı teşvik etmeli. 



 

"Coal Drops Yard'ın bir kömür deposu olarak kökenlerinden yola çıkılarak, endüstriyel geçmişini çağrıştırmak için paslanmaz çelik ve siyah kömür tuğlası gibi malzemeler kullanıldı. Bu unsurlar, işçi sınıfı kökleriyle dokunsal ve görsel bir bağlantı oluştururken, mağazayı alanın daha geniş anlatısına dayandırıyor."


 

Mağazada kullandığınız malzemeler hem hikaye anlatımı hem de işlevsellik açısından nasıl bir bağlam oluşturuyor?


Sofia: Coal Drops Yard'ın canlı ortamında vitruta konsept mağazasını tasarlarken, malzemelerin seçimi ve işlenmesi, alanın katmanlı tarihi ile mağazanın çağdaş amacı arasında köprü kurmada önemli bir rol oynadı. Her bir malzeme ve tasarımcı, hikaye anlatımına, işlevselliğe ve mekanın geçmişi ve bugünüyle rezonansa dikkat edilerek seçildi.


Yeraltı rave kültürü, mevcut beton ve tuğla duvarların yanı sıra paslanmaz çelik duvar ve bazı mobilyalarda kullanılan kömürlü tuğla ile de iletişim halindedir. Bunlar, rave sahnesinin ham, deneysel enerjisini selamlıyor ve kaba ile rafine arasında bir etkileşim yaratıyor.


Bağlamı vitruta kimliğiyle dengeleyen tasarım, mekanın tarihini onurlandırmanın ötesinde, onu vitruta'nın keşif ve yaratıcılık ethosuna bağlıyor. Endüstriyel, modern ve sürdürülebilir malzemelerin düşünceli bir şekilde bir araya getirilmesiyle mağaza, Coal Drops Yard'ın bir mikrokozmosu haline geliyor.



BASILI EDİSYONLARI KEŞFEDİN

bottom of page