Mercado Design Days Spotlight: Studio Neue Malzemenin Katmanlarını Açığa Çıkarıyor

Studio Neue, üretim biçimlerinin sınırlarını kurcalayan ve malzemeyle temasını sürekli yenileyen bir ikili. Mercado Design Days için hazırladıkları BATCH NO.1–NO.2 & BENDLIGHT el işçiliğiyle seri üretim arasındaki gerilimi görünür kılıyor. Seramik karolar bu kez yüzey değil, hacim oluşturuyor; parçalanmış formlar üretim ritüellerine bireysel müdahalelerle karşılık veriyor. İnşaat alanlarından tanıdık gelen palet üzerindeki istif, üretim–dağıtım diliyle örtüşüyor ve bu kez nesnenin kendisine dönüşüyor. Hafif ve geçirgen silikon ile poliüretan yüzeylerden oluşan aydınlatma ise, çelik iplerle askıya alınarak standart üretim döngüsünün dışına çıkıyor. Neue, malzeme ile kurduğu diyaloğu sessiz ama güçlü bir ifadeye dönüştürüyor.

Fotoğraflar: Emirkan Cörüt

Mercado Design Days’te sergilediğiniz tasarımın hikayesi nedir?

İrem & Sena: Mercado Design Days, Studio Neue olarak malzeme paletimize yenilerini katmaya başladığımız bir döneme denk geldi. Bu sergi, hem dört yıllık pratiğimizi yansıtan hem de dönüşüm sürecimizi belgeleyen bir çalışma oldu. Seramiğin ağır ve sert yapısına, hafif ve geçirgen malzemelerle tezat kurmak istedik. İnşaat alanlarından tanıdık palet üzerindeki istif görüntüsü, bizim üretim-dağıtım dilimizle örtüşüyor ve bu kez o istifin kendisi objeye dönüştü. Üzerine de neredeyse havada süzülen bir aydınlatma ekledik. Malzemeyle diyaloğa girmek, onunla yeni alanlar açmak bizim için her zaman çok heyecan verici.

İrem Diniz & Sena Tolanay. Fotoğraf: Emirkan Cörüt

Sizin için MDD nasıl bir deneyimdi?

İrem & Sena: ⁠Türkiye’de tasarımcılara böyle alanların açılması gerçekten çok değerli. Birbirinden farklı disiplinlerde çalışan tasarımcıların kendi yolculuklarını dinlemek bizim için çok ilham vericiydi. Bu tür buluşmaların kolektif bir güç yarattığına inanıyoruz. Çünkü bir araya gelmek yalnızca fikirleri değil, heyecanı, motivasyonu ve üretme isteğini de çoğaltıyor. Paylaşmanın, dinlemenin ve birlikte düşünmenin dönüştürücü bir etkisi olduğuna inanıyoruz. Dünyanın içinden geçtiği bu karmaşık dönemde bunlar daha da büyük bir önem kazanıyor. Mercado ekibi bu süreci çok güzel ve profesyonel bir şekilde organize etti. İyi ki böyle bir ortamda buluşabildik.

Fotoğraflar: Emirkan Cörüt

Tasarımınız yaşayacağı yeri kendisi seçse nerede yaşamak isterdi?

İrem & Sena: Bu küplerin ilham kaynaklarından biri de İstanbul mozaikleri. Mozaik fikrini, bu kez seramiğin et kalınlığını kullanarak; ince ama derinliği olan parçalarla yeniden kurguladık. Böylece alan tanımlayan bir mozaik düşüncesi oluştu ve bu yaklaşım bizi gerçekten heyecanlandırdı. Tüm bu yönleriyle bu küpler, İstanbul’un farklı yerlerine eklemlenebilir; şehrin dokusuna, rengine ve sürekli dönüşüm hâlindeki yapısına kendini ait hisseder. Aydınlatmalar ise daha narin, geçirgen yapılarıyla iç mekânda, belki Boğaz’a bakan bir pencere önünde yaşamayı ister. Gün ışığıyla varlığını gösteren, gece ise hafifçe parlayan, sakin ama derin bir İstanbul’lu gibi.