top of page

Rash in Trouble | Graffiti & Sokak Sanatçısı


Invader

Monokrom soyutlamalarıyla sokak sanatının Türkiye'deki önemli temsilcilerinden olan, graffiti sanatçısı RASH ile çalışmaları ve üretim pratiği üzerine sohbet ettik.


Rash in Trouble kimdir? Kısaca kendinden bahsedebilir misin?

1994 yılında İstanbul’da doğdum. 2005 yılının sonunda graffiti ile tanıştım. O zamandan beri aktif olarak kamusal alanda çalışmalar üretiyorum.

Çalışmalarını tozlu sokak duvarlarında görebildiğimiz gibi bembeyaz ve steril duvarlarda da görebiliyoruz. Sokak ve iç mekan arasındaki geniş spektrumda yaptığın işi nasıl tanımlarsın?

New York graffitisi olarak da tanımlanan geleneksel graffiti genel itibariyle dış mekanda var olan bir faaliyet. Dolayısıyla bir graffiti yazarı ve sokak sanatçısı olarak başlangıçtan beri üretim alanım genelde sokaklar. Fakat biçime bağlı olarak çalışmalarımı birbirinden ayırıyorum. Şehrin nispeten hareketli alanlarında harf stilizasyonu temelli çalışmalarım iç mekana taşımadığım graffitiler, monokrom etkileri ve dinamik biçimleri kullandığım soyutlamalar ise genellikle yine dış mekanda ürettiğim, fakat zaman zaman iç mekana da dahil ettiğim eserlerim. Çalışmalarımı iç mekana taşıma noktasında beni cezbeden iki temel faktör var, iç mimari tasarımın bir parçası haline gelmek ve sanatçı kimliğimin yarattığı algıyı ters köşeye yatırmak. Bunun yanında sokakta üretim süreci dış faktörlere tamamen açık, muhitlere göre farklılık gösterse de yaşanan coğrafyanın nabzını yoklamak gibi, insanların size ve yaptığınız işe gösterdiği tepki çok çeşitli oluyor. Finalde ise yaptığınız işi her türlü müdahaleye açık şekilde yaşamaya bırakıyorsunuz.


Monokrom soyutlamalar sanat pratiğinde öne çıkan temalardan. Çalışmalarında kullanmış olduğun monokromatik renklerin, kendini ifade biçimine nasıl bir katkı sunuyor?

Yaklaşık 12 yıl boyunca sadece yazılama temelli çalışmalar yaptım. 2017 yılında pratiğimin tek düzeliğinin beni fazlasıyla kısıtladığını hissetmeye başladım ve biçimde arayışa gittim. Soyutlamanın çıkış noktası graffitiyi bileşenlerine ayırmaktı. Dış çizgiler, bloklar, gölgeler gibi bazı temel parçalar üzerinde yaptığım oynamalar ve manipülasyonların bugün geldiği noktada, yazılama yanında farklı bir dil geliştirerek kent ile ilişkimde merkeze harf yerine rengi aldım. Monokromatik görüntülere ilgimin küçük yaşlardan beri olduğunu hatırlıyorum. Rengin farklı tonlarıyla bir kurgu içerisinde yer almasının devinimi anımsatan güçlü bir etkisi var, hareket halinde ve yayılıyor. Bu durumu yaşadığım kentin dinamik yapısıyla da benzer buluyorum.

Üretim sürecinden biraz bahsedebilir misin? Analog ve dijital tekniklerin hangisine daha yakınsın?

Dijital eser üretme noktasında biraz dirençliyim. Dijital tekniklerden sadece çalışmalarımın taslaklarını oluşturma noktasında faydalanıyorum. Uygulamada ise çoğunlukla geleneksel yöntemleri kullanıyorum.

Sokak sanatçılarına baktığımızda hepsinin birer mahlas kullandığını görüyoruz. “Rash in Trouble” isminin hikayesi nedir?

Rash ismini 2010 yılından beri kullanıyorum, önceleri ‘A’ yerine ‘U’ harfini kullanıyordum Rush adını anlamı ve harf kombinasyonu bakımından tercih etmiştim, fakat ’U’ ile pek anlaşamadığımdan daha agresif bir yapısı olan ‘A’ yı tercih ettim. Sıfat olarak yine benzer anlama geliyorlar. In Trouble, tamamlayıcı bir isim arama dönemimde ortaya çıktı, aynı zamanda hikayemi de destekleyen bir anlamı var ‘’başı dertte!’’. İllegal graffiti içerisinde stres ve baskıyı barındırır, tabi herkesin bunu hissetme derecesi birbirinden farklıdır. Graffitinin tansiyonu yüksek doğası, Türkiye’de ve yurt dışında graffitiden dolayı yaşadığım hukuki problemler, genel olarak graffiti temelli yaşadığım her stresli an adına bu ismi kullanmaya başladım.


Nelerden ilham alırsın, senin için yaratıcı fikirler nerelerden gelir? Bu alanda veya farklı disiplinlerde takip ettiğin isimler kimler?

Son dönemde sokakta tahribat sonucu oluşmuş aksaklıkları gözlemliyorum. Pek çok insanın fark etmediğini düşündüğüm ve kendi içerisinde bir armoniye sahip olan döküntüler, yığılmalar veya yüzey üzerindeki birbirinden bağımsız yazılamalar ilham verici, bazen sessizce bağırıyor gibiler. Bu gözlemlerimden yürüttüğüm fikirleri çalışmalarıma dahil etmeyi de düşünüyorum. Bunun dışında yaşadığım muhitte yaptığım uzun yürüyüşler yeni fikirler geliştirmek için faydalı oluyor.
Farklı disiplinlerde fakat kullandıkları malzemeler ve yaklaşımlarından dolayı yakınlık duyduğum sanatçılara Katharina Grosse, Klara Liden ve Daniel Weissbach’ı örnek verebilirim. (Rip Tagno)

Gelecek için heyecanlı mısın? Planlarında neler var?

Bugünden baktığımda gelecek fazlasıyla belirsiz. Fakat yapılacak çok fazla şey, motivasyonum ve enerjim var. Planlarımda kısa vadede yeni atölye düzenimi kurup çalışma sistemimi oturtmak, uzun vadede ise Türkiye dışı bağlantılarımı güçlendirip global ölçekte işler yapmak var.



bottom of page