Koleksiyonluk figür ve stop motion animasyon kuklalar yapan figür tasarımcısı İrem Nur Terzi ile sohbet ettik.
İrem Nur Terzi kimdir? Kısaca kendinden bahseder misin?
1989 yılında İstanbul’da doğdum. Bolca çizgi film izleyerek, oyuncak bebeklerime giysiler dikerek, küçük mekanlar yaratarak ve resim yaparak büyüdüm. Çocukluğumda yaptıklarım beni etkilemiş olacak ki büyüdüğümde de benzer şeyleri yapar oldum. Şu anda koleksiyonluk figür, maket ve stop motion animasyon kuklaları yapıyorum. İşimi tanımlayan tek bir kelime yok sanırım, bu nedenle uzun uzun yazıyorum.
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sahne Dekor ve Kostüm Tasarımı Bölümü'nden mezun olduktan sonra kukla ve karakter tasarımı pratiğine yönelişinin hikayesini senden dinlemek isteriz.
Üniversiteden mezun olduktan sonra her genç gibi ben de iş bulma süreci yaşadım ve bu süre uzadıkça okulda öğrendiklerimi de unutmamak adına kendi çapımda bir şeyler yapmaya karar verdim. Mezun olurken kısa bir stop motion animasyonu çekmiştim. O projede yaptığım kuklaların etkisiyle kendi kendime hikayesi olan karakterler çizmeye ve onları üç boyutlu olarak modellemeye başladım. Karakter yapma süreci bana o kadar iyi geldi ki, kendimi anlatabileceğim bir sanat dalı bulduğum için çok mutlu oldum. Bu alanda devam etmeye karar verdim.
Biraz tasarım sürecini anlatabilir misin? Fazlasıyla analog bir süreç gibi görünmesine rağmen dijital tekniklerden de yararlanıyor musun?
Gerçekten de fazlasıyla analog bir süreç diyebiliriz. Dijital teknik olarak sadece fotoğraf makinesi ve fotoğrafı düzenlediğim uygulamaları kullanıyorum. Tasarım süreci her zaman bir fikirle ya da eskizle başlamıyor. Bazen figürü planlamadan masanın başına oturuyorum ve o kendiliğinden ortaya çıkıyor. Bu şekilde çalıştığımda ilk olarak karakterin kafasını modellemekle başlıyorum. Yüz ifadesi ve tipi bana bu karakter şöyle giyinir, bu renk saçı vardır, duruşu şöyledir gibi fikir veriyor ve yapım aşamasında değişerek tamamlanıyor. Böyle çalışmadığım zamanlarda ise elimdeki eskizlere bakarak çalışıyorum. Aklıma fikir geldikçe unutmamak için hemen eskiz yapıp üzerine notlar yazarım. Bu eskiz zamanla detaylanır ve planlanır. İlham gelmediğini hissettiğim zamanlarda elimdeki eskizler üzerinden çalışıyorum.
Bugüne kadarki çalışmaların içerisinde tasarım süreci ve çıkan ürün bazında seni en çok heyecanlandıran çalışma hangisiydi?
Bugüne kadar beni en heyecanlandıran çalışmam “Gezgin Clementine” oldu. Aslında Clementine benim ilk işlerimden biri, 2014 yılında yaptım ama bu sene onu yeniledim ve düzelttim. İlk yaptığımda zaman yolculuk yapan bir karakter olarak düşünmüştüm; üzerindeki detayları heyecanla yapmıştım. Aynı heyecanı onu bu sene yenilerken yaşadım. 2014’ten günümüze gelene kadar çok şey öğrendim, hala öğreniyorum. Clementine’in eskimiş görüntüsü, ayakta sabit duramayışı vb. pek çok sebeple bir cesaret figürü tamamen söküp en baştan sağlam bir iç iskeletle yapımına başladım. Boyasını, saçını ve eskimiş yerlerini yeniledim. Yıllar önceki heyecanı duymak çok güzeldi. Şimdi yenilenmiş haliyle New York’ta bir koleksiyonerin evinde yeni maceralar peşinde.