Moda dünyası, multidisipliner üretimler gerçekleştiren tasarımcılarla birlikte altın çağını yaşıyor. Alternatif materyaller, dijital üretim teknikleri ve yapay zekanın dahil olduğu tasarımlar, dünyanın en büyük pazar payına sahip sektörlerinden biri olan moda endüstrisini dönüştürmeye devam ediyor. Bu dönüşümün öncü isimlerinden birisi de Montreal merkezli tasarımcı Ying Gao. Moda, ürün ve medya tasarımını birleştirerek “kıyafet” kavramını sorgulayan Gao, duyusal teknolojileri kullanarak etkileşimli kıyafetler tasarlıyor. Ünlü tasarımcı, çevresine tepki veren robotik kıyafet projesi “Flowing Water, Standing Time” ile bu derin araştırmasını bir adım ileriye taşıyor.
Flowing Water, Standing Time, adeta canlıymış gibi dalgalanarak, genişleyerek ve büzülerek çevresine tepki veren bir çift robotik elbise. Küçük kameralarla birlikte renk ve ışık sensörleri kullanarak çevresi hakkında bilgi toplayan bu reaktif kıyafet tasarımı, çevresinden aldığı kromatik spektrum verilerini kullanarak kumaşın dalgalanmasına ve hareket etmesine neden olan silikonla iç içe geçmiş bir dizi aktüatör ve mıknatısı etkinleştiriyor. Böylelikle kıyafet çevresindeki renk değişimlerine tepki göstererek hareket ediyor.
Gao, projeyi en sevdiği yazarlardan biri olan nörolog Oliver Sacks'ın travma geçirerek kendisinin on dokuz yaşında olduğuna inanan orta yaşlı bir adamın hikayesinden ilham almış. Hasta aynadaki yansımasını gördükten sonra orta yaşlı benliğine geri dönüyor, ancak başka yere baktıktan sonra tekrar on dokuz yaşındaki haline dönüyormuş. İki varoluş arasında gidip gelen hasta, sürekli bir akış halindeymiş. Gao, tam da bu sürekli devam eden kimlik değişimi fikrinden etkilenmiş. Son tasarımı, tıpkı Sacks’ın hastasında olduğu gibi, maruz kaldığı şeylere tepki veriyor. Silikon, cam, organze ve elektronik cihazlardan oluşan bu kıyafetler, kromatik spektruma tepki olarak şekil değiştiriyor.
İlk bakışta geleceğin giysileri gibi görünseler de, Gao bunları fütürist eşyalar olarak değil, daha çok yakın zamanın bir yansıması olarak görüyor. Sürekli akış halinde olan giysiler, belirsizlikleriyle birlikte dünyanın sürekli değişen doğasını taklit ediyor. Daha önce de birçok robotik kıyafet tasarımı yapan tasarımcının bu projesindeki en önemli fark, kıyafetlerin çevrelerindeki insana veya harekete değil renge tepki vermesi. Bir bakıma tamamen kendi olağan çevresiyle ilişkiye girebiliyor ve bu nedenle insan vücudu artık projenin merkezinde yer almıyor. Kıyafet tasarımlarıyla insan bedeni ve çevresi arasındaki kırılgan geçiş alanlarını sorgulayan tasarımcı, modayı teknolojik deneyimle birleştirerek yepyeni deneyimler tasarlamaya devam ediyor.
Comments