Elmgreen & Dragset’ten Prada Mode İçin Yeni Yerleştirme: “The Audience”
- Tuna Mert
- 1 saat önce
- 2 dakikada okunur
Londra sanat takviminin en önemli etkinliklerinden Frieze başladı. Hafta boyunca sanat dünyasının gözleri Londra’ya çevrilmişken, Milano merkezli moda evi Prada, kültürel diyaloğa güçlü bir şekilde katılıyor. Moda, sanat ve mimariyi buluşturan Prada Mode’un 13. edisyonu için, çağdaş sanatın en özgün ikililerinden Elmgreen & Dragset ile yeniden bir araya geliyor. İkili, yeni işleri “The Audience” ile izleyiciyi hem sinemanın hem de kamusal alanın sınırlarında dolaşan bir deneyimin içine davet ediyor.
Mekan olarak Londra’nın King’s Cross bölgesinde yakın zamanda restore edilen Town Hall binası seçilmiş. Tom Dixon imzasını taşıyan iç mekânda, geçici bir sinema salonu kurgulanmış. Geniş salonda sisli bir film döngü halinde oynarken, koltuklara yerleştirilen beş hiper-gerçekçi insan heykeli dikkat çekiyor. Farklı pozlarda oturan bu figürler, bir yandan büyülenmiş, bir yandan da dalgın ya da kayıtsız izleyicileri temsil ediyor. Üst katta yer alan başka bir figür ise elinde telefonu ve umursamaz bakışıyla günümüz seyircisinin dikkat dağınıklığına gönderme yapıyor.
Elmgreen & Dragset, yıllardır gündelik mekânları ters yüz eden işleriyle tanınıyor. Daha önce Marfa çölüne yerleştirdikleri Prada Marfa işi, Whitechapel Gallery’yi terk edilmiş bir havuza dönüştürmeleri ya da Rockefeller Center’da dik konumlandırılmış havuz heykeliyle izleyicinin algısını sarsmayı başarmışlardı. “The Audience” da bu geleneği sürdürüyor. Sanatçılar, izleyicinin dikkatini filmden uzaklaştırarak etrafındaki sahneye yönlendiriyor ve “görsel taşkınlık çağında” izleyici olma halini yeniden düşünmeye davet ediyor.
“Çoğu zaman izleyicinin dikkatini birbiriyle çelişen yönlere çeken, alışıldık mekânlarda yeni yollarla gezinmeye zorlayan sergiler yapmayı önemsiyoruz. Bir miktar belirsizliğe alan tanıyan mekânlar yaratıyoruz.”
Bir sinema salonunda izleyici olmak, bir topluluğun parçası olarak bir deneyimi paylaşmayı ifade eder. “The Audience” tam da bu deneyimi görünür hale getiriyor; izleyiciyi anlatının kendisine dönüştürüyor. İçeri giren ziyaretçilerin sanki filme geç kalmış gibi hissetmesi de bilinçli bir tercih. Sanatçılar, her izleyicinin filmi ortasından yakalamasını ve zamanın akışını kaybetmesini hedefliyor. Ekranda dönen filmde bir ressam ve bir yazarın kendi disiplinlerinin zorluklarını tartıştıkları bir diyalog yer alıyor. Ses net bir şekilde duyulurken, görüntü kasıtlı olarak bulanık. Elmgreen & Dragset bu efekti, “gözlüksüz film izlemeye” ya da “yüklenmesi beklenen bir videoya” benzetiyor. Sosyal medyanın yarattığı görsel bombardımana karşı, izleyicinin dikkatini soyut bir deneyime yönlendiriyorlar.
Prada Mode London, 17–19 Ekim tarihleri arasında izleyiciye açık olacak. Programda yerleştirmenin yanı sıra gösterimler, performanslar ve söyleşiler de yer alıyor. “The Audience”, izleyiciyi hem fiziksel hem de kavramsal anlamda izleme eyleminin merkezine yerleştiriyor, bir zamanlar edilgen bir pozisyon olan “izleyici”yi bu kez anlatının ana karakteri haline getiriyor.
