Mimarlık öylesi geniş bir disiplin ki şehirlerin kaderini değiştiren mega yapılardan evden işe giderken kullandığınız metro istasyonuna kadar geniş bir işlev ve ölçek yelpazesine sahip. Tüm bunların ortak yönü ise ortaya çıkan ürünün, insan yaşamında sorun teşkil eden bir probleme çözüm üretmesi. Gösterişli, pahalı ve mega yapılar yerine projelerinde drone gibi robotik teknolojileri ham ve ilkel malzemeler ve inşaat teknikleriyle birleştiren MuDD Architects, mimarideki kutuplaşmanın insani tarafında kalmayı tercih eden ofislerden. 2019 Milano Tasarım Haftası’nda drone kullanarak inşa ettikleri “Terramia” ile tasarım dünyasına yepyeni bir drone mimarisi vizyonu sunuyorlar.
Canya Viva, Summum Mühendislik ve AKT2 ile işbirliği ile gerçekleştirilen Terramia projesi, nitelikli iş gücü ihtiyacı olmadan ve kısa inşaat süresi ile konut prototipinin düşük bütçeli ve insani barınma için nasıl potansiyel olarak kullanılabileceğini göstermeyi amaçlıyor. Sadece 5 gün içerisinde Palazzo Regione Lombardia’da hayata geçirilen proje, çamur ve bambu gibi yerel ham maddeler kullanılarak yapıldı. Milano’dan 20 kilometre uzaklıktaki bir ormandan tedarik edilen bambudan yapılan iskelet, özel yapım bir kumaş ile kaplandı. Bu kumaşın kaldırılma ve kaplama işlemi dahil olmak üzere inşaat maliyetini düşürmek için dronelar kullanıldı. Drone teknolojisi ayrıca yalıtım ve sağlamlık için ıslak karışımları ve kuru lifleri üflemek için de kullanıldı.
Geleceğe yönelik bir vizyon sunmayı amaçlayan proje, birçok disiplini bir araya getirerek geleneksel bina süreçlerinden ve uzun inşaat dönemlerinden uzaklaşıyor ve sadece daha sürdürülebilir değil aynı zamanda daha uygun maliyetli konutları nasıl yaratabileceğimizi de öngörüyor.
Çeşitli bağlamlarda daha hızlı ve ucuz yapılar sunmak için yenilikçi sistemleri ham ve yerel malzemelerle birleştirmeye odaklanan MuDD, insani sorumluluğun ön planda olduğu yeni bir estetik ve mimari form yaratıyor. Mimaride teknolojinin getirdiği mega, steril ve pahalı gelecek projeksiyonlarının aksine aynı teknolojilerle daha insani ve primitif bir fütüristik senaryo çiziyor. Terramia projesi ile uygun fiyatlı ya da acil durumda hızlı yapılabilecek mimari yapıların, düşük kalite anlamına gelmediğini aksine, çok sıkı bütçeler ve sahada kalifiye olmayan kişilerle bile konut inşa etmek için yeterli araç ve malzemeye sahip olduğumuzu gösteriyor.
Drone gibi dijital araçların, yerel malzeme formülasyonlarıyla birleşimini gösteren Terramia, günümüz estetik anlayışımızdan uzak olsa da aslında insan olarak bize kaynaklarımızı ve gerçekten neye ihtiyacımız olduğunu hatırlatan bir çalışma. Bir yandan da drone gibi teknolojilerin mimaride ve hayatımızda nasıl yer alacağının da bir ön gösterimi. Daima geleceğe bakarken atalarımızın mirasını nasıl sürdüreceğimizin cevabı belki de geçmiştedir.
Comments