Ömür Avus | Tasarımcı & Sanatçı
- Yağız Genç
- 29 Eyl
- 3 dakikada okunur
Hermes, Tasarım: Sara Aydın, İstanbul
İstanbul doğumlu sanatçı ve tasarımcı Ömür Avus, babasının atölyesinde şekillenen estetik bakışını bugün tematik heykellerden sahne dekorlarına, vitrin tasarımlarından mekânsal enstalasyonlara uzanan geniş bir üretim alanına taşıyor. Hayali somutlaştırmayı odağına alan Avus, kurucusu olduğu Ondepo ile sanat, tasarım ve malzeme bilgisini bir araya getirerek Hermès’ten Louis Vuitton’a uzanan uluslararası işlere imza atıyor. Onun için el işçiliği ile teknolojiyi buluşturan üretim süreçleri, yalnızca fiziksel bir nesne değil; aynı zamanda izleyiciye ulaşan estetik ve duygusal bir deneyim yaratıyor.
Ömür Avus kimdir? Kısaca kendinden bahsedebilir misin?

Ben İstanbul doğumlu bir sanatçı ve tasarımcıyım. Çocukluğumdan itibaren babamın atölyesinde şekillenen bir estetik bakış açısıyla büyüdüm. Bugün bu deneyimi; tematik heykellerden sahne dekorlarına, vitrin tasarımlarından mekânsal enstalasyonlara kadar geniş bir alanda üretimlere taşıyorum. Amacım izleyiciye sadece görsel değil, estetik ve fonksiyonel açıdan da ihtiyaçlara cevap vermek oldu.
Yaratıcı endüstrinin fiziksel deneyimleri hayata geçirebilmesinde kilit bir alanda çalışıyorsun. Yaratıcı süreçlerdeki rolünden bahsedebilir misin?
Benim rolüm aslında hayali somutlaştırmak. Sanatçı ve tasarımcılarla sürekli iş birliği içinde çalışarak, onların zihninde beliren fikirleri en net şekilde malzemeye ve görünüme dönüştürmeye odaklanıyorum. Bir tasarımcının hayalini yalnızca bir üretim çıktısı olarak değil, aynı zamanda estetik ve duygusal bir deneyim olarak izleyiciye ulaştırmak benim için çok önemli. Soyut bir düşünceyi form, doku ve atmosfer aracılığıyla hayata geçirirken, fikirler sadece proje olmaktan çıkıp bir sahne, bir mekân ve güçlü bir duyguya dönüşüyor.
Kısmet by Milka, Tasarım: Sergen Şehitoğlu, İstanbul
Ondepo’da neler yapıyorsunuz ve nasıl ortaya çıktı?
Ondepo, farklı disiplinlerden gelen yaratıcılığı malzeme bilgisinin gücüyle buluşturan bir üretim alanı olarak ortaya çıktı. Kamusal alanlarda, etkinliklerde, sahnelerde ya da mağaza vitrinlerinde gördüğünüz büyük ölçekli enstalasyonlar, dekorlar ve heykeller bizim imzamızı taşıyor. Ondepo’nun çıkış noktası, sanat ve tasarımı üretim gücüyle birleştirerek uluslararası ölçekte ses getiren işler yaratmaktı.
Bugüne kadar Ondepo’da yaptığın işlerden seni en çok heyecanlandıran proje hangisiydi?
Birini seçmek zor ama özellikle uluslararası markalar için yaptığımız vitrin heykelleri beni çok heyecanlandırıyor. Hermès ve Louis Vuitton için gerçekleştirdiğimiz projeler, sanat ile modanın kesiştiği özel bir noktadaydı. Bu işler sadece ticari üretimler değil, kavramsal ve estetik bir deneyim olarak da izleyiciye ulaştı.

Üretim süreçlerinde el işçiliği ile teknolojiyi nasıl dengeliyorsun?
Benim için ikisi birbirinin rakibi değil, tamamlayıcısı. El işçiliği, esere ruh ve özgünlük katarken, 3D yazıcı ve yapay zekâ gibi teknolojiler süreci hızlandırıyor ve yeni ifade biçimleri açıyor. Geleneksel yöntemlerle teknolojiyi bir araya getirerek daha özgün ve çağdaş işler ortaya çıkarak projelerde hayal edilen ne ise ona çok yakın sonuçlar çıkabiliyor.
Ondepo’nun yaratıcı endüstriye verdiği hizmetler yıllar içinde nasıl dönüştü ve gelişti?
Başlangıçta daha çok fiziksel dekor ve heykel üretimlerine odaklanırken, bugün artık dijital teknolojilerin de sürecin bir parçası olduğu hibrit bir noktadayız. Yapay zekâ destekli tasarım, 3D baskı teknolojileri ve yeni nesil malzeme kullanımlarıyla birlikte, hem hızımız hem de yaratıcılığımız arttı. Ondepo bugün sadece bir üretim merkezi değil, aynı zamanda yaratıcı fikirlerin şekil aldığı bir laboratuvar haline geldi.

Porsche, Çeşme
İlhamını tazelemek istediğinde neler yaparsın?
Benim için ilhamı tazelemenin en iyi yolu yolculuk yapmak. Bazen hiçbir hedef olmadan arabaya binerim ve yola çıkarım. Yolda aklımı boşaltıp sadece anı yaşadığımda, düşüncelerim kendiliğinden berraklaşır. O yolculuk hâli bana hem huzur hem de yeni bakış açıları kazandırır.
Gelecek için heyecanlı mısın? Planlarında neler var?
Kesinlikle! Gelecek benim için yeni malzemeler, yeni teknolojiler ve yeni hayaller demek. Ondepo’yu daha uluslararası bir platforma taşımak, farklı disiplinlerden sanatçılarla iş birlikleri yapmak ve teknolojiyi yaratıcı süreçlere daha da entegre etmek en büyük planlarım arasında. Kısacası, önümde hâlâ hayata geçirmeyi bekleyen çok sayıda proje var.

Galeyan Helvahane, Tasarım: Belgin Açıkalın, İstanbul





















































