Geçtiğimiz yıl yaşadıklarımız, insanoğluna sağlığın önemi kadar ölüm üzerine tekrar düşünmeyi de hatırlattı. Birçok din için yeniden doğuş anlamına gelen ölüm, aslında biyolojik olarak bu dünyadaki varlığımızın sona ermesi değil dönüşüme uğraması anlamına geliyor. Bu durum sadece kendimiz için değil, bizimle birlikte yaşayan evcil hayvan dostlarımız için de geçerli. Avrupa’da hızla yükselen bir tercih olan evcil hayvanların ölümden sonrası yakılması ritüeli için mimar Petr Hájek, Prag’dan yaklaşık bir saatlik mesafede yer alan eski askeri bir sığınağı evcil hayvan krematoryumu olarak yeniden tasarladı.
Büyüleyici bir doğa parçasının içerisinde yer alan Hunting Grounds Evcil Hayvan Krematoryumu, evcil hayvan dostlarını uğurlamak isteyen insanlar için mimariyi ve doğayı hassas bir biçimde birleştiriyor. Mimar Petr Hajek'nin Anish Kapoor ve Richard Serra gibi sanatçıların eserlerinden esinlenen tasarımı, eski bir askeri sığınağı ruhani bir alana dönüştürüyor.
Yapının yeniden kullanımı için öncelikli olarak bu eşsiz doğal atmosferi koruyacak bir çözüm arayışına gidilmiş. Sığınağın yeryüzündeki tep cephesine, yansımalar ile doğanın varlığını daha belirgin hale getiren büyük bir ayna yerleştirilmiş. Böylelikle daha önce var olan yapının doğa ile bütünleşmesi sağlanmış. 6 metre yüksekliğinde ve 11 metre uzunluğunda olan bu aynanın yüzeyi küçük altıgen parçalardan oluşuyor. Böylelikle doğayı dümdüz yansıtmak yerine, özel kırılımlar ve yansımalar ile ölüme giden yolda ruhani bir geçiş yaratılıyor.
Mimari bir elementten çok bir sanat eserini andıran ayna cephenin arkasında ise krematoryum yer alıyor. Tüm orijinal yapıları mümkün olduğunca korumaya çalışan mimari ekip, krematoryum için gerekli işlevsel mekanlar için yeni duvarlar oluşturmuş.
İnsanoğlunun en sadık dostu olan evcil hayvan dostlarımızın yeni biyolojik ve ruhani yolculukları için tasarlanan bu özel krematoryum, ölümü tekrar anlamlandırmaya çalıştığımız bugünlerde hepimiz için ilham verici bir proje.
