top of page
Onur Çoban

Nostalji ve Tüketim Kültüründen İlham Alan "Liquid Clay"


Fotoğraflar: Paul Salveson

Patrick Jackson'ın Frieze Los Angeles 2023'e denk gelen, François Ghebaly'nin kullanılmayan depo alanındaki sıra dışı yeni sergisi “Liquid Clay” dokunsallığı, mimariyi ve ticareti sorguluyor.


Liquid Clay, geometrik olarak kıvrımlı akrilik sütunlarla birleştirilmiş yedi adet gerçek boyutlu cam raf sergisini içeriyor. Galeri mekanının büyük bir bölümünü kaplayan bir dizi şeffaf raf, büyüleyici ve ürkütücü bir durgunluk hissiyle adeta havada asılı duruyor.


Tasarımların şeffaf akrilik mimarisi, her an patlamaya hazır köpüklü baloncukları andıran dayanıksız iskeleler tarafından bir arada tutulan bir havalanma yanılsaması yaratıyor. Bal rengi ve ölü gözlü oyuncak ayılar, Teddy Bears (2023) adlı eserde beş dikey katmanı doldururken, ayakkabılar, banyo havluları veya elektronik eşyalar da benzer totemik nesneleri kaplıyor. Şehrin La Brea mahallesindeki Italy 2000 adlı akrilik Avrupa mobilyaları satan gösterişli bir mağazadan Terrence Malick'in 1973 tarihli klasik filmi Badlands'e kadar, serinin etkilendiği unsurlar Jackson'ı 'değerleri bizimle olan ilişkileriyle tanımlanan nesneler' hakkında düşünmeye sevk etme ortaklığını paylaşıyor.




Belirgin bir şekilde ticari ancak yıkıcı olan her vitrin, şeffaf iskelesinin sıvı parlaklığı ve nesnelerin cam yüzeyler üzerindeki kaleydoskopik yansımaları ile örtülü olarak aynı nesneyi saplantılı miktarlarda sergiliyor.


Rölyef heykellerden oluşan bir enstalasyon, galeriyi çevreleyen duvarlarda daha göze çarpmayan bir şekilde duran bir karşı seri görevi görüyor. Rafların sert minimalizminin aksine, Jackson'ın duvarda yer alan rölyefleri elle kilden yapılmış ve hiper-kapitalizm altında yaşamanın psikolojik ve fenomenolojik deneyimini çağrıştırıyor. Biyomorfik yüzeyleri, ortaya çıkan ve çıkıntı yapan uzuvların ve organların grotesk bir dolaşıklığına yakalanmış et ve toprağı andırıyor. Bedenler kilin altında seğiriyor ve boğuşuyor, ancak sessiz çığlıkları duyulmuyor gibi görünüyor.





Tasarımcı, serginin ardından galerinin beyaz küp bir galeri mekânına dönüşmesini bekleyen metamorfozdan bahsederken, "Mekânın geleceğinden çok geçmişiyle ilgileniyorum" diyor. Ona göre, mimari kadar nesneler de, çocukluk oyuncağından yetişkinlikteki bir daireye ya da kayıp bir ayak tırnağına kadar bedenin anılarıyla yankılanıyor.


"Bir oyuncak ayıya sarılmak ya da bir havluyla kurulanmak, varlığımızın bir mekanda bıraktığı izler kadar, bu nesneler üzerinde fiziksel hafızamızı da bırakır.”



BASILI EDİSYONLARI KEŞFEDİN

bottom of page