Geleneksel ve dijital modayı birleştiren Berlin merkezli bir karma gerçeklik tasarımcısı olan Taskin Goec ile çalışmaları ve üretim pratiği üzerine sohbet ettik.
Taskin Goec kimdir? Kısaca kendinden bahsedebilir misin?
Geleneksel ve dijital modayı birleştiren bir karma gerçeklik tasarımcısıyım. London College of Fashion mezunuyum ve SYKY kolektifi üyesiyim. Bakış açım, Londra Moda Haftası'nda sergilenen hibrit koleksiyonlarda hayat buluyor. Geleneksel modanın köklerine (Chanel'in Métiers d'Art'ı gibi) dayanarak, SHOWstudio, The Fabricant ve Vogue+ gibi ortaklarla iş birliği yaparak uzmanlığımı dijital ortama entegre ediyorum. İnovasyona olan bağlılığım, fiziksel işçiliği özel eğitimli yapay zeka modelleri ve dijital kalıp kesimiyle birleştirdiğim iş akışlarımda kendini gösteriyor. Çalışmalarım, somut ve sanal arasında bir köprü kurarak, miras zanaatkârlığı ile öncü teknolojinin bir arada varoluşunun bir kanıtı.
Digital moda dünyasında öncü olmanın yanı sıra, geleneksel tasarım süreçlerini de benimsiyorsun. Bu iki dünya arasında nasıl bir denge kuruyorsun?
Her iki gerçeklik de benim için birbirinden ayrılamaz. Gençliğimde daha geleneksel yöntemlerle tasarım yapmaya başladım ve bu nedenle bu zanaatın büyük bir kısmı yaklaşımımda derin köklere sahip. Hem süreci hem de ürünü sürekli olarak yeniden tasarlıyorum çünkü bunun moda pratiği için gerekli olduğuna inanıyorum -bu, içinde bulunduğumuz zamanın bir yansıması. Ve şu anda, dijital alanın daha fazla duyusal çekicilikten faydalanabileceğini düşünüyorum, bu yüzden dijital modaya çok fazla doku ve kir getiriyorum.
Dijital modanın sınırları olduğunu belirtiyorsun. Sence, dijital moda dünyasının evrimi sırasında hangi sınırlamaları aşmak ve yeni yöntemler keşfetmek önemli?
Hayal gücünde herhangi bir sınırlama olmasa da bazı teknik kısıtlamalar var. Şu anda dijital giysiler hala çok gerçek zamanlı değil ve AR uygulamaları hala çok hantal bir görünüme sahip olabilir -ideal olarak bunları akıllı telefonlarımızda kullanırdık, ancak bunlar henüz süper bilgisayarlar yoklar. Yapay zeka teknolojisindeki büyük gelişmelerin, vücut takibini yapay zeka destekli gerçek zamanlı render ile birleştirerek dijital modayı daha uygulanabilir hale getirmeye yardımcı olabileceğini umuyorum. Bu aynı zamanda stilleri daha yüksek sadakatli hale getirebilir ve daha çeşitli estetiğe yol açabilir.
Bize biraz Londra Moda Haftası’nda SYKY’nin ev sahipliği yaptığı koleksiyondan bahsedebilir misin?
Koleksiyonum The Last Dance, teknolojik bataklıkta geçen insanlığın -ter, duygu, cinsel hafıza- bir kutlaması. Bu koleksiyonun tasarımlarını üretmek için, önceki çalışmalarıma ve tarzıma dayanan özel bir yapay zeka modelini eğittim. Doku açısından zengin görünümler, fiziksel olarak plise, yıpranma ve baskı tekniklerinin kombinasyonlarıyla elde edilirken, dijital alanda bu dokular karmaşık kumaş simülasyonları ve prosedürel düğüm kurulumlarının sonucudur. SYKY ile dijital stilleri benzersiz koleksiyon ürünleri olarak piyasaya sürdük ve bu ürünler bir günde tükendi. Kay Kwok ve ben dijital modanın geleceğine ilişkin karşıt fikirleri temsil ettiğimiz için etkinliğin adı "Worlds Collide" idi.
Biraz üretim sürecinden bahsedebilir misin? Tasarım sürecinde yaratıcılık ve teknik beceriler arasında bir denge kurmak için ne tür bir yaklaşım benimsiyorsun?
Ben sadece giysi değil aynı zamanda iş akışları da tasarlıyorum, bu nedenle yaratıcılığı sürecin kendisinde buluyorum. Her projenin araştırma aşamasının bir parçası yeni dijital araçlarla çalışmak ve bu da tasarıma giden yolu açıyor. Bu nedenle, yazılım ve insan zihni arasında yaratıcı bir bağ var, özellikle de artık özel yapay zeka modelleriyle çalıştığım için. Yaratıcılığın daha çok zanaatı beklenmedik şekillerde bozmakla ilgili olduğunu düşünüyorum.
"Doku ve tekniğin dijital alanda nasıl tercüme edilebileceğini merak ettim ve o zamandan beri amaçlarımdan biri insanlara 'buna dokunmak istiyorum' dedirten sanal giysiler yaratmak."
Bize biraz çalışmalarınızın arkasındaki ilham kaynaklarından bahsedebilir misin? Bu alanda ya da farklı disiplinlerde çalışmalarını merakla takip ettiğin isimler kimler?
Çalışmalarımı şekillendiren en önemli deneyimlerden biri Chanel'in Métier's d'Art atölyelerinden birinde Haute Couture tekstiller geliştirmek oldu. Şahsen büyülü görünen ancak genellikle telefon boyutundaki bir görüntüye aktarılamayan bu inanılmaz tekniklerle çalıştım. Phoebe Cummings veya Hai Ihwa gibi zanaatı duyusal bir şekilde yeniden tanımlayan ve organik/yapay ikileminin ötesine geçen birçok sanatçıyı takip ediyorum.
Gelecek için heyecanlı mısın? Planlarında neler var?
Görüntüden videoya yapay zeka teknolojisi, daha fazla dijital/fiziksel moda etkileşimi ve platformlar ve teknoloji şirketleriyle işbirlikleri için heyecanlıyım. Planım, teknolojik bataklığımı inşa etmeye devam etmek ve aynı zamanda markalarla birlikte çalışarak özel tasarım iş akışları geliştirmelerine yardımcı olmak ve yeni nesil karma gerçeklik ambiyansları için ürünleri yeniden tasarlamak.
Comments