Kouros Maghsoudi | Mobilya Tasarımcısı

Hug Bed, photo by Tanner Reese

Kouros Maghsoudi, sezgisel ve dürtüsel tasarım yaklaşımıyla, yaşam alanlarına dürüst ve doğrudan bir dil öneriyor. Mimarlık, yer bilimleri ve insan davranışına duyduğu merakla şekillenen pratiği; haz, kültür ve mekân ilişkisini araştırıyor. Malzeme deneyleri, üretim sürecine duyduğu ilgiyle birleşiyor ve her koleksiyonunda yeni bir keşfe dönüşüyor.

Kouros ile sezgi temelli pratiğini, üretim süreçlerine yaklaşımını ve daha fazla insana dokunma hedefiyle şekillenen yeni yönelimlerini konuştuk.

Röportaj: Onur Çoban

Kouros Maghsoudi kimdir? Kısaca kendinden bahsedebilir misin?

Ben Kouros Maghsoudi. Chicago banliyölerinde, İran kökenli bir ailede doğup büyüdüm. Yer bilimleri, mimarlık ve İspanyolca okudum; sonunda da kendimi New York'ta buldum ve o zamandan beri buradayım. Tasarım eğitimi almadım — tamamen kendi kendime öğrendim. Pratiğimi sezgi, takıntı ve gerçek insan davranışlarını yansıtan şeyler yapma ihtiyacı üzerine kurdum. Kültür, mekân, haz ve insanların çevrelerinde nasıl hareket ettiğine dair merakım var.

photos by Danny Roche

---

“Son birkaç on yıldır tasarım büyük ölçüde steril hale geldi. Dağınıklıktan uzak duruyor. Ne zaaflara yer var, ne tere, ne sekse, ne de gerçek insan davranışlarına. Bu beni ilgilendirmiyor. Benim felsefem, tasarıma yeniden hedonizmi ve dürüstlüğü geri getirmek üzerine.”

---

Tasarım felsefeni nasıl tanımlarsın? 

İnsan davranışı her zaman şık ya da kontrol altında değildir. Bazen dürtüseldir, bazen skandaldır, bazen de derinlemesine fiziksel ya da duygusaldır. Ve bence mekânlarımızın ve nesnelerimizin buna alan açması gerekir. Yaptığım işin insanlara kendilerini daha özgür, daha kendileri gibi hissettirmesini istiyorum. Benim için hedonizm aşırılıkla ilgili değil; gerçekle ilgili. Ben, insanların nasıl yaşamak istediğine değil, gerçekte nasıl yaşadığına göre tasarlıyorum.

Behsheen Chair & Doodool Mirror

Malzeme araştırması yaparken veya yeni projelerinde malzeme seçerken hangi faktörleri göz önünde bulundurursun? Bize biraz çalışmalarındaki malzeme seçimlerinden bahsedebilir misin? 

Yaptığım her koleksiyon farklı malzemeleri keşfetmeye odaklandı. Ben kendi kendini yetiştirmiş bir sanatçı ve tasarımcıyım; bu yüzden en iyi, doğrudan işe dalarak öğreniyorum — işleri bizzat üreterek ve ustalarımdan birebir öğrenerek. İlk koleksiyonum tamamen ahşap ve 3D baskıydı. İkincisi alüminyum. Üçüncüsü seramik, döşeme, çelik, alüminyum ve ahşabı birleştiriyordu. Dördüncüsü mermerdi. Beşincisi fiberglas ve alüminyumdu. Altıncısı ise cam olacak.

Bize biraz çalışmalarındaki tasarım ve üretim sürecini anlatabilir misin? Analog tekniklere mi yoksa dijital tekniklere mi daha yakınsın?

Kesinlikle daha dijital çalışıyorum. Genelde bir fikri modelleyip render alarak başlıyorum, sonra içime sinene kadar üzerinde oynamaya devam ediyorum. Tasarım netleştiğinde ise onu hayata geçirmek için üretim ekibimle çok yakın çalışıyorum. İyi bir çizer değilim ve bazı tasarımcıların yaptığı gibi elde çizim ya da minyatür maketler pek yapmıyorum (en azından şimdilik). Benim sürecim ekranda yaşıyor — ta ki gerçek olana kadar.

Hug Bed

Tasarım süreci ve çıkan ürün bazında bugüne kadar seni en çok heyecanlandıran çalışman hangisiydi?  

Kesinlikle Hug Tray. Sadece Hug Bed ve Hug Chair’e yol açmakla kalmadı, aynı zamanda ilk seri üretime giren ürünüm oldu — bu da süreci benim için tamamen yeni bir deneyime dönüştürdü. Seramikten üretildiği için, tamamen farklı bir üretim yöntemini öğrenmem gerekti. O zamana kadar yaptığım her şey özel siparişti ve kişiye özel üretiliyordu.

Tasarım süreci en güzel anlamıyla yorucuydu. Ölçüleri tam oturtmak için haftalarca 3D baskı prototipler yaptım, malzemenin sınırlarını aşabilmek için fabrikayla defalarca gidip geldik. Üstüne bir de ambalajlama, kargo ve dağıtım süreçlerini çözmem gerekti — bu başlı başına başka bir zorluktu. Ama ürünün dünyaya yayıldığını, insanların evlerinde, mağazalarda yer aldığını görmek her şeye değdi.

Hug Tray & Hug Chair

Gelecek için heyecanlı mısın? Planlarında neler var? 

Evet, kesinlikle. Yüksek segment tasarım mobilyalarının ötesine geçmek ve markalarla iş birliklerine, aynı Hug Tray gibi ulaşılabilir küçük objeler geliştirmeye odaklanmak istiyorum. Sadece tasarım koleksiyoncuları için değil, daha fazla insanın gerçekten yaşayabileceği parçalar yaratmak istiyorum. Pratiğimin bu yönünü geliştirmek ve kendi dünyamı, hayal gücümü insanların yaşam alanlarına taşımanın yeni yollarını keşfetmek beni heyecanlandırıyor.