Farklı mimari yapılara ait görselleri kendi çizimlerinle birleştirerek yeni anlamlar kazandırdığı çalışmalarıyla tanınan illüstratör Robin Yayla ile üretimleri ve kripto sanat üzerine sohbet ettik.
Kendine özgü karakteristik bir görsel dile sahipsin. Bu görsel dilin ortaya çıkış süreci nasıldı?
Gezip yeni yerler keşfetmek en büyük hobilerimdendir. Sürekli gezip, gezdiğim yerlerin mimari yapılarını, dokusunu ve doğasını incelediğim bir dönemde kendi sanat dilimin de arayışı içerisindeydim. Doğal gelişen bir süreç oldu ve gezdiğim yerlerdeki yapıları, üzerlerine yaptığım illüstrasyonlarla yeniden yorumlayıp, insanların karşısına bambaşka nesneler olarak çıkarma fikrini buldum. Aslında gezmek ve illüstrasyon hobilerimi bir araya getirdim de diyebilirim.
Hergün yanından geçip gittiğimiz ancak dikkatimizi bile çekmeyen birçok yapı senin illüstrasyonlarınla yepyeni anlamlar kazanıyor. Yaptığın iş bir yandan da çevremize yepyeni bir perspektiften bakmamızı sağlıyor. Senin bu işteki en büyük motivasyonun nedir?
Benim bu çalışmaları yaparken en büyük motivasyon kaynağım insanları şaşırtmak ve yüzlerinde tebessüm yaratmaktır. Etrafımızda, artık bizim için sıradanlaşmış birçok tarihi yapı var. Bir noktadan sonra her gün önünden geçtiğimiz bu yapılar bizim için görünmez bir hale geliyor. Ben de bu çalışmaları yaparak onları insanların karşısına bambaşka şekillerde çıkarmayı, dikkat çekmeyi ve farklı perspektiflerden bakmalarını sağlamayı amaçlıyorum.
"Sanat tarzımı oluştururken üzerinde durduğum en temel üç şey özgünlük, eğlence, şaşırtmak."
Kripto sanatla tanışma hikayenden bahseder misin?
Kripto Sanat kavramını bundan bir sene önce duymuştum. Çevremdeki bir çok kişiden mesajlar alıyordum bu konuyla ilgili. Benim de dikkatimi çekti ve inceledikçe aslında yaptığım işlerle ne kadar uyumlu olduğunu gördüm. Dijital sanat üreten birisi olarak beni çok heyecanlandırdı. Daha sonra yaptığım çalışmaları NFT’ye dönüştürerek foundation.app platformuna yükledim.
NFT teknolojisinin sanat dünyası için potansiyelini nasıl değerlendiriyorsun, seni heyecanlandıran veya endişelendiren yanları neler?
NFT teknolojisinin sanat dünyasında potansiyelinin çok büyük olduğunu düşünüyorum. Artık yapılan dijital çalışmaların da sanal ortamda bir değeri var ve sanatçı eserinin yolculuğunu görebiliyor. Bunun yanında sanatçılar için çok büyük bir avantajı var. Normalde sanat galerilerinde iş sergilemek için bir küratör onayından geçmek gerekirken NFT ile birlikte sanatçılar eserlerini sergilemek için kendilerine alan oluşturabiliyorlar. Böylelikle dünyanın bir diğer ucundaki koleksiyonerlere işlerimizi sergileyebiliyoruz ve bu sayede çok yetenekli sanatçılar kendilerini gösterebiliyor. Beni telaşlandıran nokta ise manipülasyonun çok fazla olması. Reklam için eserlerin çok yüksek fiyatlara satılıyor gösterilmesi ve bu durumun son dönemde sık sık karşımıza çıkması beni rahatsız eden noktalardan biridir.
Gelecek planlarında neler var?
Gelecekte kişisel sergi planlarım var. Bu NFT olarak veya fiziksel olarak olabilir. Bir diğer yandan da markalarla iş birlikleri yaparak onların ihtiyaçları doğrultusunda çalışmalar yapıyorum. Bu benim için bir challenge oluyor çünkü bir briefe bağlı olmak ister istemez bir kısıtlama oluşturuyor. Ancak bu challenge da beni besleyen bir unsur. O nedenle gelecek planlarımda bir yandan bireysel işlerimle dijital ve fiziksel ortamlarda sergilere katılmak, bir yandan da markalarla beraber projeler üretmek var.