top of page

Kodlarla Yazılan Sanat



Bilgisayar tabanlı tasarımı, mobilya tasarımından mega yapılara kadar bulunduğumuz yüzyıl tasarım dünyasında hemen her ölçekte görebilmek mümkün. Zaha Hadid ismiyle popüler kültürün birer parçası haline gelen organik tasarım ve dijital fabrikasyon teknolojileri sadece mimariyi değil sanat dünyasını da hızla etkisi altında aldı. Mimari ve sanatı, kodların diliyle birleştiren ve bilgisayarda dahi nasıl tasarlanabildiğine hayret edilen tasarımları gerçeğe dönüştüren bir isimle tanıştırmak istiyorum sizi: NYC merkezli stüdyo THEVERYMANY’nin kurucusu yüksek mimar Marc Fornes.


Eşsiz organik tasarımları Guggenheim, Pompidou Center, Art Basel Miami gibi birçok önemli kurum ve etkinlikte sergilenmiş hatta birçoğunda kalıcı sergiye dönüştürülmüş bir isim Marc. Ödüllü bir mimar olmasına karşın onu, sanat ile mimari arasında multidisipliner bir tasarımcı olarak tanımlamak daha doğru. Günümüzde Princeton ve Harvard gibi dünyanın en köklü eğitim kuruluşlarında bilgisayar tabanlı tasarım üzerine dersler de veren tasarımcı, binlerce özel tasarlanmış ve kendi kendini destekleyen eğrisel yüzeylerin oluşturduğu bir yapı sistemi olan “Structural Stripes/Yapısal Şeritler”in de mucidi.



Marc, sanat ve mimarlık arasındaki yüzey, yapı ve mekânsal deneyimi tek bir sistemde birleştiren bir tasarımcı. Sixtysix Dergisi’ne verdiği röportajda bu alana girişini şu sözlerle anlatıyor:

“Birdenbire 90’ların sonunda mimarlar, dijital konusunda tutkulu hale geldi. Kod yazmaya başladım çünkü araçlar mevcut değildi. Bu formları keşfetmek ve onları mimari olarak üretmek, karmaşık formlar olarak adlandırılan şeyi nasıl üretebileceğimiz hakkında birçok ilginç deney ve araştırma doğurdu. Kod yazdıktan sonra modeller, ardından modellerden biraz daha büyük konsept çalışmalar yaptık. Yavaş yavaş sanat dünyası buna ilgi göstermeye başladı. Çalışmalarımızın final ürünü olan modeller büyük enstalasyonlara dönüşmeye başladı. Sonra aniden insanlar, “Hey, bir pop-up mağazası yapabilir misin? Kalıcı açık hava heykeli yapabilir misin?” Biz de ölçeği arttırdık. Bu yüzden kodlardan, alanlar üretmeye başladık ve sonucunda sanat ve mimari kombinasyonu ortaya çıktı.”

Marc Fornes ve ekibinin yaptığı işler, mimari ve sanat arasında multidisipliner bir köprü görevi görmekte. Kodlarla ve bilgisayar programlarıyla yaratılan bir dünyayı dijital üretimle gerçeğe dönüştürmesi ve kendi kendini destekleyen yapısal performansıyla mimariye; felsefesi, dokusal yapısı ve tanımlamasını yarattığı boşluklarla yapan mekânsal karakteriyle de sanata dokunmakta. Mimari tasarım ve sanatın kesin tanımlamalarla ayrıştırılamayacağının en başarılı örneklerinden biri.



Minima | Maxima World Expo 2017 Pavilyon, Astana


Maquise, El Paso'da yüzme havuzu için mekansal bir giriş yapısı


Louis Vuitton Pop-up Store Londra, Yayoi Kusama ile işbirliği


GROOTSEMINARIE, Bruges Terminal

Form of Wander, Florida

bottom of page