Sıra dışı ve heyecan verici ayakkabı tasarımlarıyla tanınan, Balmain Sneaker tasarım departmanının başındaki isim, ayakkabı tasarımcısı Safa Şahin'le çalışmaları üzerine kısa bir sohbet gerçekleştirdik.
Ayakkabı tasarımı üzerine inşa ettiğin kariyerinin kararını çok erken yaşlarda, lise tercihinde vermiş ve o zamandan beri bu alana sadık kalarak ilerlemişsin. Uzun yıllardır tutkuyla ilgilendiğin ayakkabı tasarımına ilgini ilk ne zaman fark ettin?
Aslında çizime olan yatkınlığım ilkokuldan itibaren belliydi. Liseye gelince grafiti sanatıyla ilgilendim. Kendimi sanat alanında bu şekilde ispatlamak istiyordum. Daha sonra lise dönemindeyken ayakkabı tasarımı üzerine bir okul olduğunu duydum, kulağıma çok hoş gelmişti. Hiçbir bilgim yoktu ama o okula gitmek istemiştim. Lise biter bitmez hemen sınavlarına girip okula yerleştim.
İlk tasarladığın ayakkabıyı hatırlıyor musun?
Evet hatırlıyorum, okulun ilk dönemlerinde daha dikiş bilmezken üst sınıf arkadaşlarımdan da desek alarak kendime kösele tabanlı bir parmak arası terlik yapmıştım. Müthiş bir mutluluktu benim için. Tozlu tavan arasında hala saklıyorum onu, tabi fareler yemediyse.
Şuan moda sektörüne yön veren en önemli markalardan biri olan Balmain’in sneakers tasarım ekibinin başındaki isimsin. Güzel Sanatlar Fakültesi resim bölümünden mezun olduktan sonra şuan bulunduğun pozisyona gelene kadar geçen süreçten biraz bahsedebilir misin?
Güzel sanatlara girmeden önce zaten ayakkabı tasarım okulundan mezun olmuş ve sektörde yaklaşık bir sene kadar aktif çalışmıştım. Güzel sanatlara yerleştikten sonra bir taraftan sanatla meşgul olup sergilere katılıyordum diğer yandan da ayakkabı sanayisine gidip çalışıyordum. Amacım mezun olunca hem sanatsal açıdan hem de ayakkabının teknik kısımlarıyla alakalı olabildiğince donanımlı olarak mezun olmaktı. Mezun oldum ve 2 sene boyunca hem kendi adıma kurduğum marka için tasarımlar yaptım hem de freelance olarak gelen firmalara hizmet verdim. O sırada da dijital render ile ayakkabı tasarlamayı öğrendim ve bunları da sosyal medyada paylaşmaya başladım. Bir gün Nike'ın yetenek avcısı bana yazdı: "Bizimle çalışmak ister misin?". Ben de kabul ettim ve Amerika'ya yerleştim. Yaklaşık 2.5 sene çalıştım, ardından Balmain markasından Sneakers departmanının baş tasarımcısı olmam için teklif geldi ve ben de kabul ederek Paris'e yerleştim.
Tasarım tarzımı üç kelimeyle ifade etmem gerekse; sürreal, fütüristik ve soyut olurdu.
Yaptığın işe bir nevi “yeni nesil ayakkabı zanaatı” diyebiliriz. Sneakers tasarlarken geleneksel tekniklerden yararlandığın oluyor mu?
Üretim kısmına geçtikten sonra genellikle geleneksel teknikleri kullanıyoruz ama sneakers diğer ayakkabı çeşitlerine göre daha makineleşmiş durumda.
Bugüne kadar tasarladığın ayakkabılar içerisinde seni en çok heyecanlandıran model hangisiydi?
Hepsinde ayni heyecanı duyuyorum beni tasarlamaya iten nedenlerden biriside tekrar o heyecanı yasamak isteyişim, sanırım dopamin gibi diyebiliriz.
Sneakers birçok insan için büyük bir tutku. İnsanlar için bir “tutku objesi” tasarlamak nasıl bir his?
Onlarla ayni hissi yaşıyorum onlar benim ayakkabıları giydikleri zaman buna ek olarak o tasarımın bana ait oluşunun ayrı bir hissi var, o bambaşka bir şey.
Daha önce İtalya ve ABD’de yaşadın. Şuan ise Paris’te ikamet ediyorsun. Bu üç farklı tasarım dinamiğine sahip destinasyon senin tasarım anlayışını nasıl etkiledi?
İtalya, teknik ve kalite; Amerika, performans; Paris ise, estetik olarak tasarım anlayışıma katkıda bulundu.
İlham tazelemek için neler yaparsın? Bu alanda ya da farklı disiplinlerde çalışmalarını merakla takip ettiğin isimler kimler?
İlham tazelemek için bambaşka konuları araştırırım ve bambaşka yerlere gidip bambaşka kültürleri görmeye çalışırım, onları fotoğraflarım. İsim olarak ise denk geldikçe bütün yaratıcı işlere göz atmayı seviyorum.
Gelecek için heyecanlı mısın? Planlarında neler var?
Gelecek için heyecanlıyım! Hayatın insanı nereye götüreceği pek belli olmuyor açıkçası. Ben fazla uzaklaşmamayı tercih ediyorum. Şu anki planım Balmain'in yeni sneaker koleksiyonunu en güzel ve estetik şekilde yapabilmek.
