top of page

DİYALOG: Pınar Akkurt | Sanatçı & Multidisipliner Tasarımcı


Bit Pazarı, Hasköy İplik Fabrikası

İleri dönüşüm alanında öncü çalışmalar yürüten tasarımcı ve sanatçı Pınar Akkurt ile projeleri ve gelecek planları üzerine sohbet ettik.


Pınar Akkurt kimdir?

Pınar Akkurt, ileri dönüşüme odaklanmış bir sanatçı ve tasarımcıdır. Ulaşılması kolay gündelik nesneleri ve normalde çöpe gidecek malzemeleri kullanarak çeşitli deneyler yapar. Yeni görsel diller oluşturmaya ve farklı ölçeklerde sürdürülebilir sistemler tasarlamaya çalışır. Hayatının önemli bir parçası yapmak ve denemek olan Akkurt aynı zamanda, atık malzemelerin farklı kullanımlarını araştıran ve basit örnekleri arşivleyen bir platform olan İleri Dönüşüm Kütüphanesi’nin kurucusudur.

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Grafik Tasarım Bölümü mezunusun ancak biz seni fiziksel enstalasyonlarınla tanıyoruz. Tasarımın alanları arasındaki geçiş sürecinden bahsedebilir misin?

Uzun, yavaş ve homojen bir süreç oldu. Şimdi geriye dönüp işlerime bakıyorum da bu geçişin başlangıcı grafik tasarım ve ürün tasarımının harmanlandığı ürünlerle oldu, defter, tişört, çanta gibi, sonra bardak, lamba, minder gibi kullanılabilir ama hafif absürt nesneler geldi, sonra da fotoğraf çekimi ve vitrin tasarımıyla birlikte üç boyutlu büyük çalışmalar başladı. Grafik tasarım eğitimi bir düşünme yöntemi öğretti bana, bütün işlerimin temelinde var. Uygulama kısmı ise araştırarak, sorarak, deneye yanıla öğreniliyor. Oyun alanım büyüdü.

Tasarımlarında objelerin belirli bir kurala göre tekrar ettiği düzenlerle ortaya çıkan çalışmalar çoğunlukta. Tasarım sürecinde kurallarla ilişkin nasıl?

Kural kelimesi ilk anda kötü bir şey gibi gelse de tasarım kısıtlamalar ve kurallarla şekilleniyor bence. Sınır doğru çizilince de güzel bir çalışma alanı oluşuyor. Formla veya içerikle veya malzemeyle veya herhangi bir şeyle sınır çizilebilir. Ama sanırım bahsettiğiniz işlerimde tekrarlarla oluşan desenler, onun arkasında matematik sevgim var diyebilirim.


Karaköy Lokantası Vitrinleri, 2011-2019

 

Tasarım tarzımı üç kelimeyle ifade etmem gerekirse renkli, pratik ve deneysel olurdu.


 

Fiziksel dünyada var olan analog türde çalışmalar ortaya koyuyorsun çoğunlukla. Bu çalışmaların tasarım süreçlerinde dijital tekniklerden de faydalanıyor musun?

Tasarım sürecim genelde yazarak, çizerek ve elde yaparak. Çok basit bilgisayar similasyonları yapsam da analog bir insan sayılırım. Ama yeni teknolojiler, malzemeler ilgimi çekiyor, araştırıyorum, okuyorum. Şimdilik çok hayatımın içinde olmasa da yavaş yavaş dahil oluyor.

Karaköy No: 1

Karaköy Lokantası için yaptığın tasarımlar uzun süredir semtin bir simgesi haline geldi dersek yanlış olmaz. Bu işbirliğinin başlangıcı, süreci ve senin için bu çalışmaların ne ifade ettiğinden bahsedebilir misin?

Böyle söylemeniz ne mutlu bana. Karaköy Lokantası Vitrinleri 9 yıllık bir süreç. Cam raflar ve zeytinyağı şişelerinin durduğu köşe vitrini bana teslim etmeleriyle başladı. Sürekli değişeceğini düşünerek konuya üç boyutlu seri posterler yapmak gibi yaklaştım. Lokanta ve sokak arasında bağ kurabilmek için sadece mutfak aletleri kullanma sınırını çizdim. Turkuaz ağırlıklı mekanı biraz canlandırabilmek için de hep canlı renkler kullandım.
2011’de başladık, yılda beş tane yapıyorduk, 4 mevsim ve yılbaşı. Sonraları yılda üçe düşürdük, yaz, kış ve yılbaşı. 9 yıl, 36 tane yerleştirmeden sonra 2020’de pandemi ve lokantanın taşınmasıyla çalışmaları sonlandırdık.
2015 yılında o zamana kadar lokantaya yaptığım yerleştirmelerden toplu bir sergi oldu. İşlerin bir kısmı sergide satıldı, bir kısmı otelde sergilenmeye devam etti, bir kısmı da paketlenip lokantanın deposuna kaldırıldı. Sonraki işler depoda birikmeye devam etti ve en sonunda depo kapatıldıktan sonra da bana 10 tane iş kaldı. Şimdi, bu kalanları bozup değiştiriyorum, kendi işlerimi ileri dönüştürüyorum. Yeni bir sergi hazırlığındayım. Kendimce, layıkıyla bu projeye veda etmek istiyorum. Çok güzel, öğretici, zevkle çalıştığım bir süreçti benim için.


İleri Dönüşüm Kütüphanesi'nden örnekler

 

İleri dönüşüm atık sorununa çözüm değil ama bireysel küçük bir müdahale. Etrafımıza ve hayata farklı bakış açılarından bakmamızı sağlayan bir düşünme egzersizi.


 

Günlük hayattaki birçok nesne senin için aslında tasarım materyali. Tasarımlarının ileri dönüşümle nasıl bir ilişki kurduğunu düşünüyorsun? İleri dönüşüm üzerine üretim yapan bir tasarımcı olarak senin için bu kavram ne ifade ediyor?

Başlangıç noktam günlük hayatı hacklemek oldu. İlgim ve eğilimim hep elde olanı değiştirip dönüştürmek üzerineydi. Zaman içinde elde en çok olan malzemenin atıklar olduğunu idrak ettim. Atık miktarı, etkileri ve tek atık çıkaran canlının insan olduğunu öğrenmemle bu atıklar derdim oldu. Atık çıkarmamayı ve dünyayla birlikte bir bütün olarak yaşayabilen varlıklar olabilmemizi çok isterdim ama durum hiç öyle değil ve atık miktarımız hızla artıyor.
Benim elimden gelen ve paylaşabildiğim ileri dönüşüm. Hem kişisel çalışmalarım ağırlıkla bu konu etrafında hem de basit uygulamaları paylaşmak ve araştırmalar yapmak için ‘İleri Dönüşüm Kütüphanesi’ni kurdum. Hayatım üçe bölünmüş gibi, kişisel araştırmalar, ticari çalışmalar ve paylaşmak.
İleri dönüşüm atık sorununa çözüm değil ama bireysel küçük bir müdahale. Etrafımıza ve hayata farklı bakış açılarından bakmamızı sağlayan bir düşünme egzersizi. En azından atık meselesini göstermek, gündemde tutmak için bir araç. Hissedilebilir etkiler için endüstriyel değişiklikler gerekiyor, farkındayım ve hep anlatıyorum ama hiç yoktan iyidir, damlaya damlaya göl olur diyerek devam ediyorum. Her şeyden bir şeyler yapılabilir.


One Love Festival 15 için tasarladığın Kendine Has DNA projesinde festival katılımcılarının katkısıyla ortaya çıkan bir tasarım söz konusu. Katılımcılar tasarıma dahil edildiğinde aslında tasarlanan şey bir enstalasyondan bir deneyime dönüşüyor. Bu projeden ve kolektif tasarımla ilgili deneyimlerinden biraz bahsedebilir misin?

Evet, çok haklısınız. Hele atık meselesinde çok katılımcıyla bir iş oluştuğunda daha etkili ve anlamlı oluyor. Herkesin küçük bir katkısıyla gözle görünür kocaman bir şey oluşuyor, bir nevi data görselleştirme. İnsanlar dahil oldukça gerçek zamanlı olarak değişim gözlemlenebiliyor.
Kendine Has DNA işi, festivalde kullanılan plastik bardaklarla ne yapabiliriz sorusuyla başladı. Bir sürü deneme yaptım. İnsanların kolaylıkla dahil olabileceği ve katılımla tamamlanacak bir heykel tasarlamaya çalıştım. Toplantılar, tasarım, toplantılar, üretim, bütün süreç 6 ay sürdü. Festival günü 4 kişi hep heykelin yanındaydık, ilgilenenlerle konuştuk, anlattık. Biraz dolduktan sonra biz birşey söylemeden geçenlerin kendiliğinden kullanılmış bardaklarını yerleştirmesini görmek çok güzeldi.


İlham tazelemek için neler yaparsın? Bu alanda ya da farklı disiplinlerde çalışmalarını merakla takip ettiğin isimler kimler?

Uzun yürüyüşlere çıkarım. Bilim ve doğayla ilgili belgeseller, nasıl yapılır videoları ve basit deneyler izlerim, yemek yaparım. Uğraştığım işten uzaklaşırım.
Aklıma gelen ilk isimler; kurzgesagt.org, onearmy.earth, damselfrau.

Gelecek için heyecanlı mısın? Planlarında neler var?

Karmaşık duygular içindeyim açıkçası. Genele ve uzun geleceğe baktığımda endişeliyim diyebilirim. Çevreyle, dünyayla, okyanuslarla ilgili bir sürü belgesel izleyince insan pek umutlu olamıyor. Ama kişisel olarak lokantadan kalan işleri dönüştürerek yapacağım sergi için heyecanlıyım.

Karaköy No: 26

bottom of page