Geleneksel mermer ve ahşap işçiliğini çağdaş tasarım estetiğiyle buluşturan Marbleous markasının kurucusu ürün tasarımcısı Buket Hoşcan Bazman ile markasının hikayesini dinlemek üzere Nişantaşı'ndaki showroomunda bir araya geldik.
Buket Hoşcan Bazman kimdir?
1989 İzmir doğumluyum. Üniversite için İstanbul’a geldim. Işık Üniversitesi’nde Endüstri Ürünleri Tasarımı bölümü okudum. Mezun olduktan hemen sonra mermer mobilya üretimi yapan bir firmada çalışmaya başladım. Oradan sonra seramik sektöründe 2,5 yıl deneyimim oldu. 2014 yılında markam Marbleous için tasarım çalışmalarıma başladım.
Marbleous markasını kurma sürecinden başlayalım dilersen. Kendi markanı kurma fikri nasıl ortaya çıktı?
Markayı oluştururken amacım tasarım ve zanaatı harmanlayarak özgün ürünler ortaya çıkarmaktı. Geleneksel üretim tekniklerini yalın çizgiler ile birleştirerek bir koleksiyon oluşturdum. Koleksiyondaki mobilya tasarımlarının en büyük özelliği kişiselleştirilebilir olması. Herkesin evine koyacağı üründe kendinden bir şey bulmasını, söz hakkı olmasını istedim. Tasarımın sağladığı farklı ölçülerde ve malzemelerde üretim yapabiliyoruz.
Koleksiyondaki mobilya tasarımlarının en büyük özelliği kişiselleştirilebilir olması. Herkesin evine koyacağı üründe kendinden bir şey bulmasını, söz hakkı olmasını istedim.
Mermer ile ilk ne zaman tanıştın?
Tasarımcı olarak sektörde çalışmaya başladıktan sonra tecrübe ettiğim ilk malzeme mermer oldu. Taşın doğası, oluşum süreci ve işlenebilirliği beni hem şaşırttı hem meraklandırdı. Malzemeleri belli ölçüde harmanlamayı seviyorum. Marbleous koleksiyonuna ait ürünlerde mermeri, çoğunlukla ahşap ve pirinç ile kullandım. Tüm tasarımlarımda doğal malzemeler tercih ediyorum. Bu, ürünün değerli ve uzun ömürlü olması açısından çok büyük önem taşıyor.
Biraz tasarım sürecini anlatabilir misin? Analog tekniklere mi yoksa dijitale mi daha yakınsın?
Sürecin en başında kullanmayı düşündüğüm malzemeye yoğunlaşıyorum. Malzemelerin kendisi başlıca ilham kaynağım olmuştur her zaman. Bunun için de malzemeyi iyi tanımak gerekiyor. İşlenebilirliği, avantaj ve dezavantajları tasarımı bambaşka bir aşamaya getirebilir.
Ben aklımdakini ilk olarak eskize dökerim. Düşündüğünü kağıda aktarabilmek benim için önemli, tasarımı çoğunlukla eskizde bitirmeyi seviyorum. Daha sonra dijitale geçirip sağlamasını yapıyorum. Kalem kağıt ile başladığım yerden çok uzakta olduğum hiç bir ürün olmadı diyebilirim.
Tabuları yıkacak özgün tasarımların çoğalması ve insanların da bu tasarımları desteklemesi gerekiyor. Ancak bu şekilde bir domino etkisi yaratıp zanaatkarı motive edebilir, yerel üretimi olması gereken noktaya taşıyabiliriz.
Mermer, materyal olarak işçiliği zor bir malzeme. Tasarımlarında zanaatkarlık önemli rol oynuyor. Yerel zanaatkarlar ile günümüz modern tasarımcıların işbirliği yapması konusunda düşüncelerin neler?
Kesinlikle destekliyor ve artması gerektiğini düşünüyorum. Zanaat ile beslenen tasarımın değerini ve yarattığı eşsiz hikayeyi savunanlardanım. Ülkenin şuanki durumu dolayısıyla zanaatkarlık bitme noktasında. Arkadan gelen yeni nesil hızlı para kazanmak istiyor, tasarımcılar ise yüzeysel, basit üretim tekniklerine yöneliyor. Çünkü özgün tasarım çok çok az. Bu yüzden öncelikle tabuları yıkacak özgün tasarımların çoğalması ve insanların da bu tasarımları desteklemesi gerekiyor. Ancak bu şekilde bir domino etkisi yaratıp zanaatkarı motive edebilir, yerel üretimi olması gereken noktaya taşıyabiliriz.
Daha önce hiç çalışmadığın ama denemek istediğin bir materyal var mı?
Cam ve seramiğe ilgim var. Camı kolay formlarda, mobilya özelinde kullandığım çok oldu ancak tamamen cam bir ürün tasarlamak ve bir cam ocağında üretimini deneyimlemek isterdim.
Stüdyonda çalışırken olmazsa olmazların neler?
Müzik ve ışık. Enerjimi bu ikisinden alıyorum. Tabii ki kahveyle desteklediğim çok oluyor. Bir de eskizlerimi, fikirlerimi pinlediğim dev bir moodboardum var. Hepsinin gözümün önünde olmasını, baktıkça özümlemeyi seviyorum.
İlham tazelemek için neler yaparsın?
Dergi karıştırırım. Tasarım dergilerine, kitaplarına bayılıyorum. Özellikle Erman bu konuda çok ilgili. Yurtdışına çıkmadan önce ilk araştırdığı kitap dükkanları oluyor. Dilini bilmediğimiz ama bolca ilhamla dolu kitaplar aldığımız çok oldu. Bu şekilde koleksiyonu olabildiğince genişletmeye çalışıyoruz. Bazen de yeni bir fikir çok sürpriz şekillerde karşıma çıkabiliyor. Tapies’in bir çalışmasından ilhamla tasarladığım bir kulp var mesela.
Gelecek planlarında neler var?
Birbirinden bağımsız yaptığım bir çok proje var. En önemlisi, malzeme deneyleri ve form arayışları üzerine yoğunlaştığım, yurtdışında satışa sunulacak olan limitli bir edisyon. İlk amacım ona hız kazandırmak. Bir yandan Marbleous 2021 ürünleri olgunlaştı, onların sunumu üzerinde çalışıyoruz. Bu yıl güzel projelerde yer alma şansım oldu, pandemi yüzünden biraz yavaş ilerliyor. Umuyorum ki onları da yakın zaman içerisinde paylaşabilirim.
