top of page

Cemre Yeşil Gönenli ile "İşler Değişti" Üzerine


İşler Değişti, Mixer

Mixer’de 9 Nisan’a kadar post apokaliptik sürecin farklı yükseklikteki dalgalarını aynı kıyıya vuran bir sergi var, ismi “İşler Değişti”. Galerinin LENS serisi kapsamında düzenlenen sergide genç kuşaktan 12 sanatçının pandemi sonrasında hangi coğrafyaya yerleştireceğini bilemediği duygular ve gerçeklikleri üzerinden toplumsal ruh hali hakkında bir okuma sağlanıyor. Kendi alanını yaratmasına rağmen birbiriyle naifçe konuşan işler aracılığıyla izleyiciye hatırlama deneyimi sunan sergide kurgu, izleyicinin gözünün değdiği her açıda bilinen bir hissin yeniden keşfine kapı aralıyor. Kendi dilini konuşan 12 sanatçının bir araya gelerek hayali bir tona erişmesine vesile olan küratör Cemre Yeşil Gönenli ile “İşler Değişti” hakkında söyleştik.



Yeryüzünde herkesin yaşamaktan kaçamadığı bir sürecin izini kendi haresini geçirmekte etkin 12 sanatçıyla birlikte sürmenin belirleyicisi ne oldu?

Tam da iki yıl önce Mart ayında başlayan bir dalganın suyun üzerinde, yüzeyinde ve derinindeki etkilerini genç kuşağın fotoğraflarıyla anlamaya çalışmak benim için hem zorlayıcı hem de çok keyifli bir süreç oldu. Mixer, Lens 22’nin küratörlüğünü yapmam için beni bu projeye davet ettiğinde, eve kapandığımız pandemi günlerinin başlarındaydık. Karantina’da olmak benim kendi sanatsal üretimime çok iyi gelen bir süreçti ancak karantinada olmaktan oldukça keyif aldığım gerçeğini 30’lu yaşlarımda olmama bağlayıp, 20’lerimde olsaydım bunun ne kadar canımı sıkacağını düşünmüştüm. Belki de bu sebeple gözümü bir süredir işlerini keyifle takip ettiğim ve fotoğrafa olan yaklaşımlarını daha yakından anlamak istediğim 12 genç sanatçıya çevirdim. Özellikle 20’li yaşlarda verilen kararların hayatın geri kalanına ne kadar çok etki ettiği fikri üzerine de kafa yorarken, pandemi sürecinin 30 yaş altı genç kuşak üzerindeki duygusal etkisine fotoğraflarla bakmaya çalışma fikri beni çok heyecanlandırdı. Serginin küratörü olarak, en başından beri bireysel hikayelerin biraraya gelmesiyle, toplumsal hafızaya dair de düşünen kolektif bir anlatı yaratmayı hedefledim. Bir yandan da post pandemi dünyasında insanlığın belki de ilk kez bu kadar fark ederek geçirdiği bir evrimin yasını fotoğraflarla tutmaya ve fotoğraflarla anlamaya dair bir sergi ürettik diyebilirim.


Serginin havasına hayal ve hakikat arasında belirsiz bir “şekerleme” hali etkin. Bu fluluk içinde serginin ana hatları konusunda sınırlar nasıl keskinleşti?

Bu hatlar süreç içinde tamamen organik olarak oluştu. Herkesin birbirinden bağımsız olarak yaptığı sanatsal üretimlerde, işler arasındaki benzerlikleri, tezatlıkları, ruhları, dertleri, dilleri birbirleriyle ilişkilendirerek bir anlatı yaratmaya çalıştık. Çok keskin hatlar oluşturmaktansa daha çok birbirini değiştiren, dönüştüren, kimi zaman sırtını birbirine yaslayan, kimi zaman birbirine sırtını dönen işlerin, süreç içindeki etkileşimleriyle, kolektif bir kurgu üzerine çalıştık.

Sanatçılar bağımsız üretimleriyle sergide yer alsalar da eserlerin konumlandıkları evren birbiri arasında geçişkenlik taşıyor. Hazırlık süreci ne kadar kolektifti?


Hazırlık süreci neredeyse tümüyle kolektifti. Sanatçılarla çok kez kalabalık toplantılar yaptık. Fotoğraf seçkisini bütün sanatçılarla birebir kafa yorarak birlikte finalize ettik. Serginin genel çerçevesi ve tasarımı benim üzerine tekil olarak çalıştığım kısmıydı. Ancak tabi ki tüm süreci birlikte fikirlerimizi münakaşa ederek ilerlettik.

“İşler Değişti” esasen gözün göremediğine, yani hislere odaklanıyor. Başkalarının öyküleri aracılığıyla unutulan hislerin gün yüzüne çıktığı bu alanda senin kişisel hatırlama deneyimin neye benziyor?

Sanırım bu sergi benim için tam da neye benzediğinin fotografik bir tezahürü. :)

bottom of page