Sanat ve tasarıma ilişkin uygulamaların çeşitlenmesiyle birlikte, yaratıcı ifadenin farklı biçimlerini ve araçlarını sergileyen etkinlikler de artmaya başladı. Malzeme olarak kil, cam veya metal kullanımının öne çıktığı tasarım haftaları veya ASMR’nin bir dizi dinamik enstalasyonla keşfedildiği sanat etkinlikleri gibi birbirinden farklı konseptler artık daha sık görülüyor ve birbirinden farklı fikir ve düşüncelere ilham veriyor. Amsterdam Işık Festivali de, yıllar boyunca ışık sanatının farklı uygulamalarına platform oluşturan bu tür etkinliklerden biri olarak ön plana çıkıyor. Bu yıl on birincisi düzenlenen sanat ve tasarım etkinliği, insanları ışık ve onun çeşitli sanatsal konfigürasyonlarıyla buluşturarak çeşitli hikayeler anlatıyor. Şehrin dört bir yanına dağılmış tarihi yapıların ve şehrin içinden akan kanalların pitoresk fonunda, ışık sanatı festivali hem kent sakinleri hem de ziyaretçiler için eşsiz bir deneyim oluşturuyor.
Festivalin bu yılki teması Imagine Beyond, katılımcıları geçici bir dünyaya uyabilecek yaratımlar hayal etmeye çağırıyor. Geçtiğimiz birkaç yıl içinde yaşam biçimimizde hızlı bir değişim yaşandı; hayatımızı etkileyen yeni durum ve koşulları anlamlandırmaya başladığımız anda, yeni keşifler ve koşullar varlıklarını göstererek kabullenme döngüsünü yeniden harekete geçiriyor. Bu bağlamda, katılımcılar geleneksel düşünceye karşı çıkan, sınırsız bir geleceğin yolunu açan, odağı ufkun ötesine ve bilinmeyene yönlendiren atipik ve ezoterik fikirler üretmeye teşvik ediliyor. Tasarımıyla öne çıkan Imagine Beyond enstalasyonlarını sizler için derledik.
“Sign” -Vendel & De Wolf
Vendel & De Wolf imzalı Sign, Amstel Nehri üzerindeki kurulumuyla zihnimizde oyun oynayarak nehrin yanıyormuş gibi göründüğüne inandırdığı etkileyici bir çalışma. Alüminyum kaplı bambu çubuklarından oluşan sanat eserinde kıvılcımlar yukarı yönlü hareket ederek suyun yüzeyini adeta bir alev denizine dönüştürüyor. Çekici olduğu kadar ürkütücü de olan çalışmada ana tema olan ateş, yıkımı temsil ediyor; bu yıkım aynı zamanda yeni bir başlangıç yaratıyor. Belki de bu yüzden sanat eserine Sign -işaret adı verilmiştir; bir başlangıç sinyali.
“Light Gate” -Edwin Baruch
Festival rotasındaki ilk sanat eseri olan 11 metre yüksekliğindeki anıtsal ışık kemeri, mimar ve görsel sanatçı Edwin Baruch tarafından metal örgü tekniği kullanılarak kurulmuş. Arc de Triomphe ve Gateway of India gibi geçmişte yaygın olarak inşa edilen büyük kapılara atıfta bulunan yapı, hayal dünyasına girişi metaforlaştırırken, mimarinin ağırlık ve boyut olarak daha az ağır olabileceği bir geleceğe de işaret ediyor.
“Hourglass” -Wilhelmusvlug
Doğa, yılın dört mevsimi boyunca görünümünü değiştirerek zamanın geçişini çok zarif bir şekilde gösterir. Hollandalı Sanatçı Wilhelmusvlug Wertheimpark da bir yıl boyunca doğanın bu metamorfozunu hızlandırılmış olarak çekmeye ve bunu bir dakikalık bir deneyime dönüştürmeye karar vermiş. Sanatçı, bir yılın binlerce hızlandırılmış fotoğrafını, bu yoğunlaştırılmış zaman parçasını, parkın tam olarak çekildiği noktasında konumlandırmış. Enstalasyon, parkın bir bölümünün çevredeki alandan farklı bir zaman diliminde hareket ettiği, sanki uzay ve zamanda bir delikten bakıyormuşuz gibi halüsinatif bir görüntü yaratıyor.
“Inversion Waterfall” -UxU Studio
Tayvan merkezli UxU Studio tarafından tasarlanan 30 metre yüksekliğinde ters akışta bir ışık şelalesi olan Inversion Waterfall, zamanın tersine aktığı yanılsamasını yaratıyor. Tersine akan şelale, geçmiş ve şimdiki anların iç içe geçtiği bir zamansallık yaratarak, izleyenleri farklı bir serüvene çıkarıyor.
“Light Wave” -OBBA
Güney Koreli tasarım stüdyosu OBBA'nın tasarımı Amsterdam'ın tarihi şehir merkezinde gerçeküstü bir manzara yaratıyor. Düzinelerce yarı şeffaf renkli kürek esere bakanlara renkli dondurmaları hatırlatarak Amsterdam kışında yaza bir bakış sunuyor.