top of page
Büşra Soydemir

AJANDA: Louis Gary | Catapult


Louis Gary "Catapult" sergisinden görünüm. Courtesy of the artist and THE PILL® Fotoğraflar: Kayhan Kaygusuz, 2023.

Louis Gary’nin perspektiften arınmış boyutlu işleri, 18 Mart’a kadar The Pill’de devam eden “Catapult” sergisinde.


Bağımsız küratör ve sanat yazarı Fiona Vilmer’in Louis Gary’nin “Catapult” sergisi için kaleme aldığı sergi metni Lewis Carroll'ın Alice Harikalar Diyarında’dan referanslarla örülü. “Görünüşe göre parlak bir yüzey üzerinde ağlayan kediler” isimli bu metin; anlamların kaybolup başka bir şeye dönüşmesi, muammalar ve hayal gücü gerçekliği hakkında. “Catapult” dahilinde izleyicinin yolunu bulması-hatta bir yol aramaması- için sunulan harita ise anlamın aranırken kaçan bir şey olduğuna dair. The Pill’de yer alan bu sergide Gary’nin hafızasından mı hayalinden mi geldiği meçhul olan rölyeflerinin lake boyadan gelen akışkanlığıyla harita izleyiciyi olmayan bir öyküye götürüyor. Aynı akışkanlık sanatçının etrafında dolaştığı pratiklerin çeşitliliğinin sergideki birlikteliğinde de mevcut. Sanatçıyla dilemma sevgisi, mizah ve çocuksuluk gibi kendisiyle benzer paydaşları kapsayan “Catapult” sergisini konuştuk.



Üretimlerinin bir araya gelmesiyle oyunlaşan grotesk bir anlatımın var. “Catapult” sergisiyle kuşatmaya çalıştığın fikir ne?

Bu soruya hızlı bir şekilde cevap vermem gerekirse bir anlatı geliştirmeye niyetim olmadığını ve serginin dayandığı hiçbir fikrin bulunmadığını söylerdim; o zaman benim sadece pis bir Fransız sanatçı olduğumu hissederdiniz ve hisleriniz haklı çıkardı. Bir sergiyi ziyaret eden birinin zihninde kolayca bir hikâye filizlendiğini biliyorum elbette; özellikle de sergi renkli, iyi tanımlanmış, ikonik ve duvara asılmış resim benzeri işleri bir araya getiriyorsa. Bununla mücadele etmem mümkün değil ama dürüst olmak gerekirse işlerimin ürettiği anlatımla hiç ilgilenmiyorum, bu hiç hesaba katmadığım bir parametre.
Sergiyi oluşturmak için elli kadar eser getirdim ve onlarla galeri duvarında oynadım. Bu bir anlatım meselesinden ziyade bir enerji meselesi, galeri alanında yaşamanın ve ona bir bakış önermenin doğru yolunu bulmakla ilgili. İşler, izleyicinin zihninin konsantre olmasını sağlayan bir tür odak noktası işlevi görüyor.
“Catapult” yani Türkçe karşılığıyla mancınık bu gösteriye isim verme zamanı geldiğinde ortaya çıkan kelimelerden biri. Mancınıkla bir dizi büyük kayayı fırlatan, ancak bir denge mucizesi gibi kayaları birbiri üzerine tutunan birinin imajına sahiptim. Konu başlığa gelince seçimimin entelektüel olmaktan ziyade görsel, fiziksel olduğu görülüyor. Gelecekte kesin bir fikre, konsepte veya sunuma dayalı sergiler yapmaktan kendimi alıkoymuyorum. Ancak belli ki “Catapult” bu sergilerden biri değil.
 

Üretirken her defasında sanki hayal ettiğim ve sonradan unuttuğum bir nesneyi yeniden oluşturmaya çalışıyorum.


 
Louis Gary "Catapult" sergisinden görünüm. Fotoğraflar: Kayhan Kaygusuz, 2023.

Sergi son dönem üretimlerini bir araya getiriyor. Ortaya çıkan hikâye üretim sürecinin nasıl yansıdı?

Rölyef işlerimin çıkış noktası henüz var olmayan nesneler yapma arzum ve fiziksel dünyada tanışmak istediklerim. Sergideki “Mavi” adlı çalışma bunun basit bir örneği; uzun zamandır düz ama üç parçanın birbirine bindiği ve basamaklar gibi birbirini dengelediği bir nesne arzuluyordum. Bu yüzden çizim, ardından da kilden model yaptım. Modeli balmumuyla kapladım ve alçısını döktüm. Üçlü boş sıva parçalarıyla aşamaları bitirdim. Bana bu nesne mavi olmalı gibi geldi, her aşama için mavinin üç farklı tonu. Renk kartelasından alınan küçük bir örnek ya da gizemli bir binanın çatısından düşen kiremit gibi. Verdiğim örnek oldukça soyut bir nesneyle ilgili. Ancak süreç bir bitkiyi ya da insan figürünü düşündüğümle yürüdüğü haliyle kesinlikle aynı. Üretirken her defasında sanki hayal ettiğim ve sonradan unuttuğum bir nesneyi yeniden oluşturmaya çalışıyorum.


Heykellerin renkler aracılığıyla boyut kazanıyor, fotoğraflarınsa siyah beyaz. Tezat görülebilecek bu üslupsal yaklaşım senin için nasıl benzeşiyor?

Çok uzun bir aradan sonra 2017'de yeniden fotoğraf çekmeye başladığımda heykellerim üzerinde çalışırken renklerle yeterince temas ettiğimi hissettim ve fotoğraflarımda siyah beyaza geçtim. Bu bir bakıma fotoğraflarla heykellerin birbirini feshetmesiyle başa çıkma mekanizmasıydı. Ayrıca, 2009 yılı civarında fotoğraf çekmeyi bıraktığımda analog renkli film kullanıyordum. O zamanlar analog fotoğraf iş akışı ve ekonomi konusunda hala mümkün ve kolaydı. 2017’deyse analog pazar hipster’lar için niş bir alana dönüştü ve renkli filmler benim için geçerli bir olasılık olmamaya başladı. Büyük formatlı kameramı kullanmaya devam etmek için elimdeki tek seçenek akciğer, göğüs gibi röntgenleri çeken siyah ve X-ray filmi denemekti. Yöntem benim için oldukça iyi çalıştı, standart filmle karşılaştırıldığında da çılgınca ucuzdu. Böylece sınırlama olmaksızın çok sayıda çekim yapabildim; bu da analog kameralarla ilgili daha yavaş, daha derin ve daha zeki bir fotoğrafçı olmanız gerektiği gibi tüm sıkıcı mistik şeyleri atma avantajına sahipti. Bu açıklama da ne yazık ki soruyu tam olarak yanıtlamıyor. Benim için renkli ve renksizi kullanmak bir tür hile; bu kontrastı abartmayı çok seviyorum. Eğer bunun üzerine uzun süre derinlemesine düşünürseniz ikilikle düşünmeye başlarsınız. Sonra bu yolu takip edersiniz ve memnuniyetle hiçbir yere gitmediğini fark edersiniz. Bununla birlikte bu numaranın işlevi eserin içinde gezinmek ve manzarayı farklı bir yerden görmektir. Belki basit bir şekilde ifade etmek gerekirse bu iki paralel yönelim farklı zamanlar ve maddi ölçekler üzerinde çalışmamın bana çok iyi gelen bir yoludur.

Sıradaki projen için aklında ne var?

Fransa'daki evimin yakınında alışverişe gittiğim köyde süpermarket çok küçük ve hafif bir tepeye yerleşmiş. Otoparklar binayı çevreliyor. Alt tarafında aşağıya doğru inen sokaklar, bazı seyrek binalar, sonrasında ağaçlar var. Karşı tarafında tepenin zirvesine doğru baktığınızda asfaltın durduğu yerde kocaman bir çayır başlıyor. Burası hem standart bir park alanı hem de çok özel ve güzel bir yer. Orada fotoğraf çekmeye ve buna paralel olarak stüdyoda bekleyen iki yıllık muhafazasız filmleri işlemeye başladım. Günlük hayattan resimler, stüdyo işleri... Bu fotoğrafları otoparkta yaptığım şey etrafında bir araya getirmek ve bir şeyler inşa etmek istiyorum. Ayrıca sergide de görülen ses cihazlarını büyük boy bluetooth hoparlörlere dönüşen heykellerle ilişkilendirmeye başladım. Bu nesneler çok oyuncu ve heyecan verici. Onların çok büyük bir grubu üzerine kurulu bir sergi düşünüyorum, beceriksiz nesneler korosu gibi.

Louis Gary "Catapult" sergisinden görünüm. Fotoğraflar: Kayhan Kaygusuz, 2023.

BASILI EDİSYONLARI KEŞFEDİN

bottom of page