2018 yılında dünyanın ilk dijital sanat müzesi Mori başta olmak üzere tasarım dünyasında oldukça ses getiren işlere imza atan uluslararası sanat kolektifi teamLab, sanat ve teknolojiyi birleştirmenin yanı sıra insanlar ve doğa arasındaki ilişkiyi keşfetmek isteyen Japonya merkezli bir deneyim ve teknoloji stüdyosu ve bünyesinde sanatçılar, bilim insanları ve tasarımcıları barındırıyor. Japon geleneklerinden ve felsefesinden esinlenen teamLab, sanatın sınırlarını aşmak için yeni fiziksel formlar ve göz kamaştırıcı deneyimler yaratan ekip, tasarım sürecinde teknolojiyi kullanıyor. 2011 yılından bu yana çok özel projelere imza atan teamLab’in yenilikçi 5 projesini Mercado ekibi sıraladı.
Megaliths in the Bath House Ruins
"Hamam Harabelerindeki Megalitler" ziyaretçilerin hareketine tepki veren sütunlardan oluşan interaktif bir sanat enstalasyonu. Japonya’da yer alan Mifuneyama Rakuen Park’ın terk edilmiş hamamının kalıntıları içinde, yerden çıkmış gibi görünen bir dizi kütle tasarlayan ekip, megalit adını verdiği bu kütleler ile bir bilgisayar programı tarafından gerçek zamanlı oluşturulan resimleri izleyiciyle buluşuyor. Kurulumun en önemli özelliği sanat eserlerinin sürekli değişim halinde olması. Bir saatlik süre boyunca mevsimlik bir çiçeğin döngüsüne yer veriliyor. Bu büyüme ve bozulma döngüsü sürekli olarak kendini tekrarlasa da izleyicilerden birisi hareketsiz kaldığı zaman, o kişiyi çevreleyen megalitteki çiçekler daha hızlı büyüyor ve çiçek açıyor.
Digital Universe of Water Particles
"Tanktaki Su Parçacıkları Evreni" isimli çalışma, Şangay’da beş büyük eski petrol tankını dijital enstalasyonlara dönüştürüyor. Eski bir petrol rezervuarında devasa bir şelale yaratan tasarımcılar, su etkisi çok sayıda su parçacığının sürekliliği ile görselleştiriyor. Parçacıklar arasındaki etkileşim hesaplanıyor ve su parçacıklarının hareketine göre çizgiler oluşturuluyor. Bu çizgiler düzleştirilerek iki boyuta getiriliyor ve teamLab’in ultrason-mekan ismini verdiği deneyim oluşuyor. İnsanlar şelalenin üzerinde durduğunda veya şelaleye dokunduğunda, su akışını engelleyerek durdurabiliyor. İnsan etkileşimiyle değişen su akışı sebebiyle hiçbir zaman görseller tekrarlanmıyor ve interaktif bir deneyim yaratıyor.
The Infinite Crystal Universe
Üç boyutlu nesneler oluşturmak için ışık noktaları kullanan Kristal Evren çalışmasında, ışık parçacıkları dijital olarak kontrol ediliyor ve izleyicinin eserle olan etkileşimine bağlı olarak değişiyor. Mekanı sonsuza dek yayılan ışık parçacıklarıyla tanımlayan bu çalışmanın farklı bir özelliği de izleyicilerin akıllı telefonlarıyla bu ışık evrenini değiştirebilmesi. İnsanın varlığının üç boyutlu mekanı etkilemesi felsefesiyle çalışan enstalasyon sürekli olarak değişime uğruyor.
Weightless Forest of Resonating Life
Yer çekimine meydan okuyormuş gibi hareket eden ışık nesnelerinden oluşan Wighless Forest of Resonating Life, interaktif dijital bir enstalasyon. Her biri birbirinden bağımsız olan şekilde parlayan bu nesneler, yavaşça nefes alıp veriyormuş gibi kararıyor ve ışıldıyor. Havada yüzen nesneler serbestçe hareket ettirilebiliyor. Işık nesneleri ziyaretçiler tarafından hareket ettirildiğinde yavaşça renkleri değişiyor ve yakınındaki tüm nesneler aynı renge dönüşüyor. Nesneler bir zincir içinde birbirlerine tepki vermeye devam ediyor, bu orada bir kişinin olduğu anlamına geliyor. Birçok insanla çoklu etkileşime maruz kalan nesneler farklı renk zincirleri oluşturuyor ve aynı alanı paylaşan insanlar arasında bir diyalog yaratıyor.
Waterfall of Light Particles at the Top of an Incline
TeamLab ekibinin çalışmaları içerisinde daha farklı bir yere sahip olan bu sanat eseri, zemin ışıkları ile aydınlatılmış bir koridor boyunca aşağı akan su ile eğimli bir geçit boyunca yürümenizi sağlıyor. Geçidin tepesinde her bir su damlacığının aydınlatıldığı ve ışık sütununa dönüşen bir şelale sizi bekliyor. Daha önce gerçekleşen bir başka şelale çalışmasına atıfta bulunan enstalasyon, ışık şelalesi tanımını gerçeğe dönüştürüyor.