BtcTurk ile kripto sanat sohbetlerinde, dijital sanatçı Beryl Bilici ile
avatar tasarımını kripto sanat ile buluşturduğu çalışmaları ve
kripto sanat üzerine sohbet ettik.
3D karakter tasarımlarınla çarpıcı ve özgün işler üretiyorsun. Dijital tasarımı kendi kendine öğrenen bir tasarımcı olarak avatar tasarımını keşfetme hikayenden bahseder misin?
'Özgün' kelimesi benim için burada kilit nokta ve işlerim bu şekilde yorumlandığında mutlu oluyorum. Avatar tasarımını keşfetme hikayemin de bununla bağlantısı var aslında. 3D dünyasına giriş yaptığım günden beri her yeni işte farklı karakterler üretmeye ve detaylar üzerindeki hakimiyetimi artırmaya çalışıyorum. Yarattığım modelleri çoğunlukla kendi estetik algıma uygun, baktığımda gözüme hoş gelecek şekilde geliştiriyorum. Bunun için de detaylara oldukça fazla zaman harcamam gerekiyor.
3D karakter tasarımı bir proje içinde en çok zaman harcadığım aşama diyebilirim. Modellerimin yüz ve vücut detaylarına çok uzun saatler ve bazen günler harcıyorum. Ekrana uzun süreler boyunca kilitlenip görüntüden memnun olana kadar tüm detaylarla oynuyorum ve bundan aşırı keyif alıyorum. Hazır karakterler kullanmayıp bu şekilde bir zaman harcamam da özgün olmasını sağlamış oluyor.
Beni detaylı avatar tasarımına yönlendiren en büyük etken aslında estetik görünüme duyduğum ilgi ve zihnimdeki estetik algısı olabilir. Hayalimde canlandırdığım karakterleri dijital dünyaya tam olarak aktarabilmek ve baktığımda beni tatmin edecek bir görüntüye ulaşmak için avatar tasarımı üstünde çalışmam gerekiyordu ve ben de buna odaklanarak ilerledim.
Yarattığın karakterlerin hikayesini de merak ediyoruz. Karakter tasarım süreci nasıl başlıyor? Bir karakter yaratırken dikkat ettiğin parametreler neler?
Karakter tasarım sürecine öncelikle karakterin kullanılacağı ortama/dünyaya bağlı olarak taşıyacağı özellikleri analiz etmekle başlıyorum. Bu aşama fiziksel görünümünden tamamen bağımsız. Yaratacağım karakter bulunacağı bu ortamda nasıl hisseder, nasıl bir geçmişi var, moda zevki nedir ve nasıl giyinir, günlük tavrı, jest ve mimikleri neler... gibi sorular üstünde düşünüyorum. Açıkçası bu aşamada çok da zaman harcamıyorum çünkü yaratım sürecinde bu detayları düşünüp belirlemekten daha çok zevk alıyorum. Yolda şekilleniyor yani.
Daha sonraki süreç benim için çoğunlukla doğaçlama gelişiyor. Final görüntüsünün nasıl olacağına da modelin üzerinde oynarken karar veriyorum. Fiziksel görünümü oluştururken süreç genelde şu şekilde: Önce vücut tasarımını yapıyorum. Dolgunluk, uzunluklar, kemikler, eklemler vb. parametreleri belirledikten sonra yüz hatlarına geçiyorum. En çok zamanı bu aşamada harcıyorum. Gözler, dudaklar, burun, elmacık kemiği, çene kasları, yanaklar v.s. aklınıza gelebilecek her detay üstünde mutlu olana kadar tek tek uğraşmam gerekiyor. Genel görünüm tamamlandıktan sonra da mikro detaylarla ilgileniyorum; cilt özellikleri, kırışıklıklar, simetri/asimetri vb. gibi. Son aşamada da ten rengi, saç, kaşlar gibi ekstra elementler üzerinde çalışıyorum. Eğer karakter bir Cyborg olacaksa, tüm bu tasarım aşamasından sonra modeli robotlaştırma kısmı geliyor. Orası da apayrı bir dünya.
İlk basılı edisyonumuz Multidipliner Nesil'de kapağa taşıdığımız sanal astrolog Sui-D'nin de yaratıcısısın. Yapay zeka destekli sanal karakterlerin geleceği hakkında ne düşünüyorsun?
Sadece karakterlerin değil, sanal olan her şeyin geleceğin ta kendisi olduğunu düşünüyorum. Hepimiz bunun farkındayız ve çoktan sanal dünyayla bütünleşmeye başladık aslında. Yenilikleri takip edip bunun bir parçası olmak beni çok mutlu ediyor. Bence şuan hangi açıdan olursa olsun herhangi bir şekilde sanal dünyayla uyumlu bir biçimde yaşamıyor/çalışmıyorsanız; bu dünyaya çoktan adapte olmuş ve bu alanda kendini geliştiren insanların gerisinde kalacağınız anlamına geliyor.
Sanal karakterlerin en güçlü yanlarından biri de sonsuz potansiyele sahip olmaları. 3D dünyasında her şey mümkün ve sınırsız bir yaratım imkanı var. Gerçek hayatta yakalanması çok zor ve hatta bazen imkansız içerikleri sanal dünyada yaratabiliyorsunuz. Sui-D'de de buna odaklanmıştık ve süreç çok keyifliydi. Bu arada belirtmek isterim Mart ayı itibari ile NFT dünyasına odaklanmam gerektiği için Sui-D' nin sosyal medya içerik üretimini devrettim ama bahsettiğim bu sınırsız imkanlar sayesinde Sui-D yaşamaya devam etti. Çünkü başta oluşturduğum karakter aslında ölümsüzlük özelliğini taşıyor. Sanal dünyaya adımını attı, şekillendi ve yaşamaya, yeni dünyalarda yeni deneyimlerle gelişmeye devam edecek.
Son günlerde kripto sanat üretimlerinle de adından sıkça söz ettiriyorsun. Kripto sanatla ilk nasıl tanıştın?
Kripto Sanat ile 2020 yılının sonlarına doğru tanıştım. Devamlı gelişmeleri, haberleri görüp takip ediyordum ama o sırada yoğun bir şekilde Sui-D projesini yürüttüğümüz için konuya çok odaklanamamıştım. Kripto para dünyasından anlayan bir arkadaşımın yardımıyla ilk olarak kripto piyasasına ve işleyişine alışmaya çalıştım. Coinler, tokenlar, al-sat işlemleri vs. İlk Bitcoin ve Ethereum alışımı da o dönem yaptım.
Kasım ayının başında başka bir arkadaşım bana platformlardan birini gönderip acilen başvurmam gerektiğini söylemişti. İş yoğunluğu yüzünden bunu tamamen unuttum ve bu bana 3 ay kaybettirmiş oldu.
NFT dünyasına tam anlamıyla girişim Şubat ayında oldu. Ama bu ayı tamamen daha önce hiç kullanmadığım 2 platform olan Twitter ve Discord' a alışmakla geçirdim. Şuan Kripto Sanat'la ilgili her şeyin %90'ı bu iki platform üzerinden dönüyor. Bu ilk ay içinde NFT komünitesine giriş yapmış oldum ve biraz zaman geçtikten sonra Mart ayında Foundation platformunda ilk NFT'mi satışa çıkardım. Mart sonunda MakersPlace platformundan davet geldi ve orada da bir sanatçı profili oluşturup ilk büyük satışımı yaptım. Şuan yoğunlukla MakersPlace olmakla beraber bu iki platformda NFT satışlarımı devam ettiriyorum.
NFT teknolojisinin sanat dünyası için potansiyelini nasıl değerlendiriyorsun, seni heyecanlandıran veya endişelendiren yanları neler?
Açıkçası tek endişem/korkum veya kaçındığım şey geride kalmak olabilir. FOMO (fear of missing out) da diyebiliriz. Bu şuan NFT dünyası içindeki herkesin yaşadığı bir endişe çünkü her şey o kadar hızlı gelişiyor ki, bir gün bile sosyal medya detoksu yapmanıza imkan tanımıyor. İnanılmaz bir akış var. Hatta her yerde sürekli bahsedilen zaman kavramı şöyle: NFT dünyasında 1 gün = 1 ay, hatta bazen daha bile fazla.
Bunun dışında NFT teknolojisinin gidişatıyla ilgili hiçbir endişem yok çünkü aylarca bu dünyanın içinde çok uzun zaman geçirip insanları, destekleyenleri, projeleri vs. gördükten sonra artık sadece yukarı giden bir çizgi dışında bir şey görmüyorum. Üstelik henüz yeni başlıyoruz..
Elbette duraklama ve düşüş dönemleri oluyor ancak bunlar genelde kısa sürüyor ve oldukça doğal bir durum. Büyük tabloya baktığımda tek gördüğüm sadece yükselen ve sürekli gelişen, heyecan verici bir teknoloji.
Kripto sanat alanında çalışmalarını merakla takip ettiğin isimler kimler?
O kadar çok isim var ki şuan birkaçını söylemek diğerlerine haksızlık olur. Sosyal medya hesaplarımda sık sık büyük beğeniyle takip ettiğim sanatçıların işlerini paylaşıyorum. NFT dünyasında her gün yeni bir sanatçı keşfedebiliyorsunuz ve bu kadar farklı sanat tarzını ve çeşitli yorumlamaları görmek gerçekten çok keyifli. NFT'lerin en sevdiğim yönlerinden biri de bu sanatsal çeşitlilik ve zenginlik.
Gelecek planlarında neler var?
Bu sorunun cevabı Kripto Sanat'ın hayatıma girmesiyle bir miktar değişti. Tam olarak değişme demeyeyim ama olgunlaştı ve evrildi diyebilirim. Şuan tüm planlarımı NFT dünyasıyla ilişkili olarak yapıyorum, bir şekilde dahil ediyorum yani. Çok uzun zamandır en büyük hedefim müzik yapımcılığında da kendimi geliştirip Audio/Visual işlere odaklanmak ve bu alanda ilerlemek. 2022 yılı itibari ile bunun üzerine daha çok zaman ayırıp yoğunlaşacağım.