Çığır açan sanal ve artırılmış gerçeklik teknolojilerinin (VR/AR) varlığı, 2019 senesiyle birlikte ilk kez, popüler hale geldikleri oyun ve eğlence alanları dışında da kendini göstermeye başladı. Bu teknolojiler her ne kadar tasarım, pazarlama, eğitim ve perakende gibi alanlarda kullanılmaya başlansa da dijital iletişimin görsel ve işitsel seviyede kaldığını itiraf etmek zorundayız. Ses ve görüntüyü uzaktan iletme teknolojisi bu kadar gelişmişken diğer duyularımızla iletişim kurma teknolojisi henüz emekleme döneminde. Dokunsal hislerin uzaktan paylaşılmasını sağlayan Ryo Tada tasarımı FULU, dijital iletişime dokunma duyusunu getirmek için önemli bir adım atıyor.
FULU, tırnağa takılarak diğer kullanıcıların dokunuşlarını taklit edebilen ve görüntü verilerine dayalı dokunma hissi yaratabilen dokunsal bir arayüz teknolojisi. Cihaz, tırnağın üst yüzeyinde sanal bir dokunma hissi yaratırken parmak ucunuzu serbest bırakarak dokunma hissine izin veriyor. Bir başka deyişle FULU, kullanıcıların sanal ve fiziksel dokunuşunu sorunsuz ve eş zamanlı olarak deneyimlemelerini sağlayan bir “artırılmış dokunuş” oluşturuyor. FULU sayesinde uzaktan dokunma göndermek ve almak artık mümkün hale geliyor. Örneğin bluetooth ile akıllı telefonunuza bağlayarak yanınızda olmayan bir arkadaşınıza ya da ailenizden birisine dokunarak iletişime geçebilirsiniz. Standart sesli/video aramalarıyla da sorunsuz bir şekilde çalışarak iletişimi dokunma deneyimiyle birleştiriyor.
Japon tasarımcı Ryo Tada kendisini yenilik tasarımcısı olarak tanımlıyor. Kyoto Üniversitesinde Mimarlık üzerine lisans ve lisans üstü eğitimini tamamladıktan sonra Londra’ya taşınan tasarımcı, Imperial College London’da Yenilik Tasarım Mühendisliği eğitimi de almış. Deneyim tasarımını mimari ve teknik bilgileriyle destekleyen teknoloji tabanlı projeler gerçekleştiren Ryo Tada, FULU projesi ile birçok önemli tasarım etkinliğinde yer almış.
İsmi Japonca “somut/tangible” kelimesinden gelen FULU, mevcut dijital iletişimimizi duyusal olarak zenginleştirmek üzerine bir proje. Dünyada birçok tasarım haftasında sergilenen FULU’nun yakın gelecekte hayatımıza girmesi ihtimali çok yüksek. Sadece iletişim alanında değil, gitar çalmayı öğrenirken pratik yapmak veya online alışveriş yaparken kumaş dokusunu hissetmek gibi geniş kullanım alanlarına sahip olabilir.
İnsan için dokunmak; sevgi, güven ve empati gibi duyguları tetikleyen önemli bir duyu. Dijital iletişimimize dokunsal bir boyut eklemek belki de yeni artırılmış gerçeklik dünyasını duygularla bağlayan ilk köprü olabilir, kim bilir.