top of page

Doğa ve Mimari Arasında 5 Sou Fujimoto Tasarımı


Many Small Cubes, Parisian Art Fair 2014

Shiroiya Oteli ve Uniqlo Parkı projeleriyle son dönemin tasarım dünyasında konuşulan isimlerinden olan Sou Fujimoto, Tokyo’da yapılacak olan Japonya’nın en yüksek binası Torch Tower için Mitsubishi Estate Company ile mimarlık dünyasının alışkın olmadığı bir işbirliğine gidiyor. Japon mimar, 2027’de tamamlanması planlanan 390 metre yüksekliğindeki kulenin kat-arası teras olarak kurgulanan Fuji Dağı manzaralı dev bahçesinin tasarımını üstlenecek. Tokyo kültürüne bağlı ve doğadan ilham alan bir tasarım anlayışı olan Sou Fujimoto, 2000 yılında kurduğu mimarlık ofisiyle dünyanın dört bir yanında çeşitli projelere imza atıyor. Mimari ve doğa arasındaki ilişkiyi metropol bir tavırla kurguladığı tasarımları, geleceğin potansiyel mimarisini kendi özel felsefesiyle harmanlıyor. Japon mimar Sou Fujimoto’nun doğa ve mimari arasında diyalog kuran 5 projesini Mercado ekibi sıraladı.


Japon mimar Sou Fujimoto
Torch Tower, Tokyo
 


White Tree, Montpellier


L’arbre Blanck – Beyaz Ağaç anlamına gelen bu ikonik konut binası, Montpellier’in eski ve yeni yerleşim bölgeleri arasında, Lez Nehri’nin nefes kesici manzarasının yanında yer almaktadır. Sou Fujiomoto’nun yanı sıra Nicolas Laisné, Dimitri Roussel ve OXO Architectes imzası da taşıyan bu on yedi katlı kule, yenilik yapma arzusu taşıyan farklı kültürler arasındaki bir karşılaşmanın ürünü. Japon kültürünün zarif saflığıyla harmanlanan yapıdaki 113 daire sakininin her birine bir gökyüzü parçası sunmak projenin ana tasarım fikrini oluşturuyor. 21. Yüzyıl Akdeniz gökdeleni olarak kurgulanan yapı, sıcak iklimlerde potansiyel yeni bir ekoloji üzerine düşünmeyi teşvik eden 193 balkon-terasa sahip. Benzersiz bir morfolojiye sahip olan bina, balkonlar ve brise-soleils tarafından oluşturulan gölgeler ile güneşten koruyarak zorunlu iklimlendirme ihtiyacını yüzde 30 azaltıyor.



 



Rental Space Tower, Tokyo


2016 yılında Tokyo’da düzenlenen ve önde gelen Japon mimarlarının geleceğin konut tipolojisini sundukları House Vision2 sergisi için Sou Fujimoto tarafından tasarlanan yapı, “kiralık ev” kavramını sorguluyor. Fujimoto’nun tasarımı, bir dizi patika ve yeşil terasla birbirine bağlanan mutfaklar, banyolar, dinlenme odaları ve bahçeler dahil olmak üzere bir ortak alan sistemi oluştururken özel alanları optimize ediyor. Yatak odası dışındaki tüm yaşam alanlarının paylaşıldığı komün ev tipolojisinin aksine, koridor gibi sıkıcı ve boş dolaşım alanlarını canlı kompozit alanlara dönüştürüyor.



 

Serpentine Pavillion 2013, Londra


Serpentine Pavillion 2013 için insanları keşfetmeye çeken yarı saydam bir mimari tasarlayan Fujimoto, Kensington Bahçeleri'nin pastoral bağlamını pavilyonun farklı geometrisiyle birleştiriyor. Doğal ve insan yapımı olanın kaynaştığı yeni bir mekan biçimi yaratan tasarımcı bunun için ince ve kırılgan katı gridal düzeni bulut benzeri bir şekle dönüştüren güçlü bir yapısal sistem oluşturmuş. Soyut ile organik arasında var olan form, iç ve dış arasındaki sınırları bulanıklaştırıyor.


 

Shiroiya Hotel, Maebashi


Tokyo’dan iki saatlik sürüş mesafesinde olan Maebashi’de bulunan Shirooiya Hotel, Japonya’nın yeni ve hip sanat ve gastronomi mekanı olarak Sou Fujimoto tarafından tasarlandı. Yaratıcı beyinlerin buluşma noktası olması için Japonya’nın önde gelen tasarımcı ve sanatçıları tarafından desteklenen proje, şehrin büyümesi için gerçekleşen projelerin kültürel ekseni olarak başlatıldı. Shiroiya Oteli, 70’lerden kalma bir otel yapısının yenilendiği 17 odalı Heritage Tower ve yeşil çatı ile kaplı 8 odadan oluşan Yeşil Kule olmak üzere iki yapıdan oluşuyor. Birçok ünlü tasarımcıya ait eserin de yer aldığı otel projesi, Sou Fujimoto’nun tamamladığı en güncel projelerinden.


 

Souk Mirage


Orta Doğu’da devasa bir kompleks tasarımı olan Souk Mirage, henüz doğru müşteriyi bulamasa da Fujimoto için hayal projelerinden birisi. Perakende, ofis alanları, kültür merkezi ve güneşten gölgelenmiş çok sayıda plazayı barındıran tasarım, Serpentine Pavilyon’daki modüler yapıların devasa boyutlarda genişletişmiş versiyonu olan kemerlerden oluşuyor. Geleneksel pazarın niteliklerini ve yerel İslam mimarisinin doğal güzelliğini Japon estetiğiyle birleştiren Japon tasarımcı, tasarımı ile Orta Doğu için zamansız bir organizasyon sistemi yaratıyor.



bottom of page