Malzemelere yeniden değer kazandırarak onların güzelliklerini vurgulayan multidisipliner tasarımcı Sofie Aaldering ile çalışmaları ve üretim pratiği üzerine sohbet ettik.
Sofie Aaldering kimdir? Kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz?
24 yaşındayım ve Hollanda'nın küçük bir kasabasında büyüdüm. Küçük yaşlardan itibaren her zaman çizim ve tasarım yapmakla meşguldüm. Çoğu zaman kıyafet tasarlardım ama aynı zamanda başka şeyler de yapardım.
Hogeschool voor de Kunsten Utrecht’te moda tasarımı hakkındaki geniş bilginizi geliştirdiniz. Bu deneyimler, çağdaş tasarımlarınızı oluştururken size nasıl bir temel sağlıyor?
Çok fazla! Müfredat kendi yorumunuz için alan bırakıyor ve size nasıl açık fikirli olacağınız ve zorluklarla nasıl yüzleşeceğiniz öğretiliyor. Müfredatın belirlediği belli bir statüye doğru zorlanmak yerine, malzeme tutkumun peşinden gitmekte ve bilgi ve becerilerimi geliştirmekte kendimi özgür hissettim.
Malzeme denemeleri ve el işçiliği, üretim pratiğinizin temelini oluşturuyor. Malzeme seçiminde hangi faktörler sizin için öncelikli rol oynuyor? Tasarımlarınızın hikayelerini malzemeler aracılığıyla ifade ederken nasıl bir süreç izliyorsunuz?
Artık ya da ikinci el malzemelerle çalışmaya gayret ediyorum. Dikkat çekerse her şeyin güzelleştirilebileceğini düşünüyorum. Bu zihniyet nedeniyle yoluma niş içinde standart olmayan bazı malzemeler çıktı. Bu aynı zamanda gelişmeye devam etmemi sağlıyor çünkü her malzemenin farklı şekilde ele alınması gerekiyor ve tasarımlara kendi özelliğini katabiliyor. Tasarımlar için malzemeler temeldir. Çoğunlukla malzemeler üzerinde deneyler yapmam ve onlarla yaratıcılığı bulmamla başlıyor. Her zaman bir şeyle meşgul olduğunuzda ilham gelebileceğini düşünmüşümdür. Ana odağımı modadan daha ayakta duran tasarımlara doğru kaydırmamın nedeni de bu.
Doğal ve sentetik malzemeleri bir arada kullandığınız, tekstil heykel olarak nitelendirdiğiniz “Finery” koleksiyonunuz, malzemelerin insan vücuduyla bağlantısının olmadığı bir ifade biçimi sunuyor. Bu koleksiyonun hikayesini sizden dinlemek isteriz.
'Finery'nin temeli benim mezuniyet koleksiyonumdu. Bazı moda ürünlerinden oluşuyordu, ancak daha önce de söylediğim gibi, aynı malzemeleri heykel gibi ayakta duran tasarımlarda ve aynı zamanda tekstil resimlerinin temeli olarak kullanmak için ilham aldım. Şu anda 'Finery' yavaş yavaş gelişiyor, henüz bitmediğini hissediyorum ve onu daha da geliştirme dürtüsüne sahibim.
Biraz üretim sürecinizden bahsedebilir misiniz? Tasarım sürecinde yaratıcılık ve teknik beceriler arasında bir denge kurmak için ne tür bir yaklaşım benimsiyorsunuz?
Başlangıç noktası malzemeler. Araştırmaya, denemeye ve onlarla el becerimi geliştirmeye devam ediyorum. Çoğu zaman bir işe ne katabileceklerini görmek için malzemeleri şekillendiriyorum. İşi kendim yaptığım için teknik beceriler daha fazla yaratıcılık sağlıyor. Bu yüzden malzemelerle çalışmayı bir başlangıç noktası olarak gerçekten büyüleyici buluyorum.
İlham almak için neler yapıyorsunuz? Bu alanda ya da farklı disiplinlerden merakla takip ettiğiniz isimler kimler?
Her yerde ve her zaman ilham alabiliyorum. Bir dükkânda, tatilde ya da bir partide. Dikkatim daha çok malzemelere yöneliyor. Eğer yeni ya da farklı bir şey bulursam onu eve götürüyorum, biraz müzik açıyorum ve hakkında bilinmesi gereken her şeyi öğreniyorum.
Gelecek için heyecanlı mısınız? Planlarınızda neler var?
Çok heyecanlıyım. Son iki yıldır -mezuniyetimden bu yana- hayatım inişli çıkışlı bir seyir izledi. Kendimi geliştirmek için birçok fırsat yakaladım ve değerlendirdim. Geriye dönüp baktığımda neler olduğunu ve bunların beni dünya çapında nerelere getirdiğini görmekten gurur duyuyorum. Her fırsat için çok minnettarım ve gelecekte neler olabileceğini görmek için bana çok fazla enerji ve heyecan veriyorlar.