top of page

SAGA ile Uzayda Yaşam Çok Daha Yakın



90'ların milenyum hayallerine şöyle bir göz attığımızda uçan arabalar ve Mars’ta yaşam ilk sırada yer alıyordu. 2020 yılına girdiğimizde ise bu hayallerin henüz gerçekleşmediğini görüyoruz. Son dönemde Elon Musk gibi bireysel girişimcilerin de bu alanda aktif rol oynamasıyla uzay maceramız tekrar başlıyor. Sadece bilim insanları ve siyasetçiler değil tasarımın her tür disiplininde çalışan tasarımcılar için de yeni bir serüven başlıyor. SAGA Space Architects isimli bir grup tasarımcı ise yola çoktan koyuldu.


SAGA Space Architects kurucuları Karl-Johan Sørensen ve Sebastian Aristotelis

Karl-Johan Sørensen ve Sebastian Aristotelis tarafından kurulan SAGA, mekanları gelecekteki uzay yolcuları için yaşanabilir kılmayı hedefleyen yeni bir tasarım uygulaması. Uzaydaki yaşam alanı tasarımına sadece fiziksel ve bilimsel ölçütlerin değil zihinsel refah ve sosyal sürdürülebilirliğin de denklemin bir parçası olduğu yeni bir perspektif sunmayı amaçlıyorlar. Dünya dışı yerleşimin gerçeğe dönüştüğü güne hazırlanmak için, analog habitatlar, mimari deneyler, yaşam konseptleri ve yüksek teknolojili yeni bir mimari tasarlıyorlar.


Son projeleri Lunark ile gelecekteki ay yerleşimleri için bir yaşam alanı prototipi hazırlayan tasarımcılar, Japon origami katlama sanatını biyomimikri yöntemiyle birleştiren hafif ama dayanıklı, açılıp katlanabilir bir yapı geliştirdiler. Lunark, uyku, çalışma ve normal yaşam gibi bölümlere ayrılan ve içerisinde bulunan vertical farm (dikey bahçe) ile uzay yolculuğu için gerekli gıda üretimini destekleyen temelde bir yaşam ünitesi. Güçlendirilmiş katlanır paneller habitatın taşınmasını kolaylaştırıyor. Habitatın hacmi %560 oranında genişleyebiliyor ve tekrar katlandığında standart bir nakliye konteynırına ve rokete sığabilecek boyutlara gelebiliyor.


SAGA imzalı Mars'ta yaşam prototipi Lunark


 

"Deney, mimarinin monotonluk, klostrofobi ve psikolojik strese karşı koymaya yardımcı olduğu radikal olarak farklı bir ay yaşam alanı geliştirecek ve test edecek.”


 

Projede dikkat çeken önemli bir diğer nokta ise tasarımcıların, bu ünitede yaşayacak insanlar için psikolojik faktörleri de göz önünde bulundurmaları. Bir sirkadiyen sistem ile sabah ve akşam efekti yaratabilmek ve insanların uyku düzenlerini korumalarına yardımcı olmak için gün boyunca yavaş yavaş renk değiştiren özel bir tavan tasarlanmış. Ayrıca günler arasında rastgele şekilde hava durumu değişikliği yaratmak için de bir hava durumu simülatörü geliştirilmiş. Yaşam alanlarına yerleştirilecek AI sistemi ile ünitenin gerekli bakımının yapılması ve gerekli yedek parçaların 3D yazıcıdan yazdırılabilmesi gibi detaylar da düşünülmüş.



Bu özel yaşam ünitesi, aydaki koşullara en yakın olan Kuzey Grönland’ın kutup bölgesinde bu yaz test için inşa edilecek. Bu bölgenin aşırı iklimi, uzaklığı, çorak manzarası ve normal sirkadiyen ritimde olmaması da ayda yaşamın psikolojik testi için dünya şartlarındaki en uygun ortam olduğu söylenebilir. Eylül ayında üç aylık deneme seferlerine başlayacak olan Lunark projesinin yaratıcıları deneyi şu sözlerle anlatıyor: “Deney, mimarinin monotonluk, klastrofobi ve psikolojik strese karşı koymaya yardımcı olduğu radikal olarak farklı bir ay yaşam alanı geliştirecek ve test edecek.”.




Uzayda yaşam için alternatif projeler geliştiren SAGA’nın bir diğer önemli projesi de Mars’ta yaşamı simüle ettikleri Mars Lab Habitat’tı. İsrail’in Negev Çölü’nde Kızıl Gezegende yaşamı kapalı bir alanda yaşam koşullarını test etmek için tasarlanan Mars Lab, D-MARS işbirliği ile geliştirildi. Projenin nihai hedeflerinin başında Mars’ta hayatta kalmanın ötesinde Mars’ta yaşamın gelişimini desteklemek geliyor. Mars’a nakliye için gerekli yakıtın minimuma indirilmesi ve atmosfer yokluğunda atmosfer basıncı yaratmak ve gerekli oksijeni üretebilecek sistemin geliştirilmesi gibi temel sorunlara üretilen çözümleri test eden proje, henüz Mars’ta yaşamın dahi mümkün olup olmadığının bilinmediği bugünlerde, uzayda yaşam için atılmış en önemli adımlardan bir tanesi.


İklim krizinin kapıya dayandığı bugünlerde sadece gezegenimizi korumakla yetinmeyip tasarımcılar olarak olası bir uzayda yaşam acil durum planı için fikirler geliştirmemiz gereken bir dönemdeyiz. SAGA Space Architects’in bu noktada bize hatırlattığı bir şeyi tekrar etmekte fayda var: Eğer uzayda yaşayacaksak, yine insan olarak yaşayacağız. Toplumsal ve psikolojik parametreler de en az bilimsel parametreler kadar önemli. Tam da bu noktada biz tasarımcılara büyük görev düşüyor. Yeni bir dünya tasarlama şansı bizim elimizde.


Mars Lab yaşam ünitesi prototipi

bottom of page