Flora Manon Lechner | Tasarımcı
- Onur Çoban
- 14 Haz
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 25 Haz

Turbine Axis, Chandelier (2025)
Viyana’dan Eindhoven’a uzanan tasarım yolculuğunda Flora Manon Lechner, işlev ile hayalin, zanaat ile endüstrinin, fragman ile bütünün arasında gezinerek kendi görsel dilini kuruyor. Disiplinlerarası bir yaklaşımla objeleri adeta sahneye çeviren Flora, formun arkasındaki fikirle, üretim tekniklerinin sınırlarını zorlayarak yeni anlatılar inşa ediyor. Onun dünyasında bir vida ya da bir dikiş izi yalnızca yapısal bir detay değil; aynı zamanda estetik bir karar, anlatının bir parçası. Mercado için gerçekleştirdiğimiz bu söyleşide, Flora’nın tasarıma bakışını, üretim süreçlerini ve “puzzling” metodunun ardındaki yaratıcı itkiyi keşfediyoruz.
Röportaj: Onur Çoban
Flora Manon Lechner kimdir? Kısaca kendinden bahsedebilir misin?

Ben Flora Manon Lechner, Viyana, Avusturya kökenli bir tasarımcıyım; şu anda Hollanda'da yaşıyorum. Tasarım alanındaki gelişimim, 2018 yılında tamamladığım Viyana Uygulamalı Sanatlar Üniversitesi’ndeki eğitimimle başladı. Ardından Design Academy Eindhoven’da yüksek lisans eğitimime başladım ve 2020 yılında mezun oldum. 2021 yılında stüdyomu kurduğumdan beri, bağımsız ve siparişe dayalı projeler arasında bir denge kurarak çalışıyorum; her proje, yeni yaratıcı alanları keşfetmem için bir fırsat sunuyor.
Çalışmalarım çoğunlukla disiplinlerarasındaki sınırları aşar; tasarımı heykelsi unsurlarla harmanlar ve zaman zaman hareketli görüntüye de yönelir. Yaratımlarımı, potansiyel eylemler için küçük sahneler ya da mekânlar olarak görmeyi seviyorum; etkinlik ve durağanlık gibi temaları araştırıyorum. Tasarım benim için, malzeme kadar hikâye anlatımı ve deneylemenin de alanı. Üretim yöntemleri ve estetik anlayışlarının sınırlarını zorlayarak, güzellik, zanaat ve optimizasyon gibi geleneksel kavramları sorgulamayı ve bu kavramlara dair yeni bakış açıları açmayı hedefliyorum.
Tasarım felsefeni nasıl tanımlarsın?
Tasarım felsefem, işlevsellikle sanatsal ifadenin akışkan sınırlarını keşfetmeye odaklanır; el işçiliği ile endüstriyel üretim kutupları arasında hareket eder. Tasarımı, yerleşik kabulleri sorgulayan ve yeni bakış açıları açan bir araç olarak görüyorum.
Collaboration with Zan Kobal, Made In Program (2025)
“Çalışmalarımda tekrar eden tema, zıtlıkların sorgulanması – sert ve yumuşak, yapılandırılmış ve organik, minimal ve süslü gibi. Bu zıtlıklar, sıklıkla estetiğe dair kültürel yorumlarla kesişir; çünkü çoğu zaman “feminen” ya da “maskülen” niteliklerle ilişkilendirilirler. Bu tür kategorilere meydan okuyan ya da onları birleştiren objeler yaratarak, malzemelere, biçimlere ve renklere nasıl anlam yüklediğimizi sorgulatmayı amaçlıyorum.”
Bu sorgulama, objelerin bağlamla kurduğu ilişkiye de uzanıyor. Objeler durağan değildir; anlamları, bulundukları çevreye ya da yerleştirildikleri anlatıya göre değişir. Bu da tasarımın sabit anlamları dönüştürme gücünü açığa çıkarır. Çalışmalarımın temel tasarım unsurlarından biri, parçalama ve yeniden bileşime dayalı bir süreç – yüzeylerin fragmanlara ayrılması ve ardından yeni kurgular içinde yeniden birleştirilmesi. Bu yaklaşım, parçalar arasındaki ilişkilere ve bu ilişkiler üzerinden nasıl anlam kurulduğuna dikkat çekiyor. Bireysel unsurların bir araya gelerek daha büyük bir bütün oluşturmasına dair ilgimi yansıtıyor.

Stamen Light (2025)
Malzeme araştırması yaparken veya yeni projelerinde malzeme seçerken hangi faktörleri göz önünde bulundurursun? Bize biraz çalışmalarındaki malzeme seçimlerinden bahsedebilir misin?
Her şeyden önce, formun gerekliliklerini, tasarlanan amacını, fikrin ardındaki kavramı ve tasarımın ya da projenin taleplerini göz önünde bulundururum.
Projelerimi çoğunlukla bağımsız olarak başlattığım için, üretim sürecine zanaatkârlığa dayalı bir yöntemle yaklaşırım; bu süreç genellikle düz malzemelerden hacim oluşturmaya doğru ilerler. Malzeme seçimlerim genellikle metal (alüminyum veya çelik), tekstil ya da deri olur; çünkü her biri farklı şekillendirilebilirlik özelliklerine sahiptir ve yüzey işlemleri ya da biçimsel tekniklerle müdahaleye olanak tanır. Aynı zamanda, mevcut işleme makineleri ve projenin finansal çerçevesi gibi pratik unsurlar da kararlarımı etkiler.
Genel olarak, yeni malzemeler ve teknikler denemeye meraklıyım; kendimi sürekli olarak yeni alanlara itmeye, üretime dair farklı yaklaşımlar keşfetmeye çalışıyorum.
Collaboration with Tim Teven, TF V01/05 Ultra Dust (2023)
Bize biraz çalışmalarındaki tasarım ve üretim sürecini anlatabilir misin? Analog tekniklere mi yoksa dijital tekniklere mi daha yakınsın?
Yaklaşımım ağırlıklı olarak analog; dijital araçları ise daha çok pratik yardımcılar olarak kullanıyorum ve tasarım felsefemi doğrudan etkilemiyor. Sac metal, tekstil veya deri için kalıp hazırlama, çalışmalarımın temelini oluşturuyor. Bu süreçte, düz yüzeyleri dinamik hacimlere dönüştürmenin yollarını keşfediyorum. Genellikle el çizimleriyle başlar, ardından fikirleri test etmek için ölçekli kağıt modeller geliştiririm. Daha karmaşık projelerde ise oranları iyileştirmek ve yapısal sağlamlığı değerlendirmek amacıyla ölçekli karton prototipler oluştururum. Bu analog aşamaların ardından tasarımlarımı dijital 2B çizimlere aktarır ve lazer kesim için azırlarım.
Son projelerimde, lazerle kesilmiş parçalarla çalıştım. Bu parçaları el teknikleriyle -segment bükme, katmanlama ve yeniden montaj gibi yöntemlerle- karmaşık üç boyutlu kompozisyonlar yaratacak şekilde şekillendirdim. Yüzeyleri bireysel parçalara ayırır, sonra yeniden birleştiririm. Bu süreçte, vida, perçin ve kaynak gibi birleştirme elemanlarını hem işlevsel hem de dekoratif tasarım ögesi olarak kullanarak işlevsellik ile süsleme arasındaki sınırları belirsizleştiririm.
Sitting On Steel Muscle (2022)
“Vida, perçin ve kaynak gibi birleştirme elemanlarını hem işlevsel hem de dekoratif tasarım ögesi olarak kullanarak fonksiyonellik ile süsleme arasındaki sınırları belirsizleştiriyorum.”
Tasarım süreci ve çıkan ürün bazında bugüne kadar seni en çok heyecanlandıran çalışman hangisiydi?
Seçmek zor, her obje ya da proje hakkında farklı düşünüyorum. Ancak, Romanya’nın Timișoara kentinde Faber tarafından gerçekleştirilen ve Martina Muzi’nin küratörlüğünü üstlendiği BrightCityscapes sergisi için yarattığım “Synthia” isimli araba heykeli projesi benim için özellikle heyecan verici oldu. Çalışmanın büyüklüğü ve biraz da naif bir yaklaşımla—1:10 ölçekli kağıt model ve lazer kesim için 2B çizimlerle başlayıp hemen tam boyuta geçmem—hem stresli hem de inanılmaz tatmin ediciydi. Bu proje, özellikle teknik anlamda, güncel aydınlatma koleksiyonumu önemli ölçüde etkiledi. Ayrıca, “puzzle” yöntemimi daha üç boyutlu bir yaklaşıma evirmemi sağlayarak yeni yaratıcı olanakların kapısını açtı.
Synthia (2023)
Çalışmalarının arkasındaki ilham kaynaklarından biraz bahsedebilir misin? Bu alanda ya da farklı disiplinlerde merakla takip ettiğin isimler kimler?
Tek bir ilham kaynağını belirlemek her zaman zordur. İlhamımı çevremden alırım; bir inşaat alanındaki iskeledeki benzersiz bir detay, etkileyici bir sergi ya da bir kitapta ya da internet ortamında karşılaştığım ve aklımda kalan bir görüntü olabilir. İlham genellikle bir konuya kendimi tamamen kaptırmamla, ilginç gerçekleri keşfetmemle ve karşılaştığım görsel uyaranlarla bu bilgileri harmanlamamla ortaya çıkar. Bu süreç, zamanla bir tasarım ya da tema fikrine dönüşür. İlham kaynaklarım birçok alandan gelir; sanat, edebiyat, tiyatro, mimari, moda ve tasarım gibi.
Takip ettiğim isimleri ise belirlemek zor, çünkü farklı yaratıcılar farklı zamanlarda beni etkilemiştir. Ancak özellikle Matthew Barney ve Mika Rottenberg’in çalışmalarına hayranım. İkisi de beni içine çeken ve meydan okuyan sürükleyici dünyalar yaratıyor, düşündürüyor, merak uyandırıyor ve hayranlık duygusu veriyorlar. Çalışmaları bana pek çok düzeyde hitap ediyor; onları anlamak ya da sadece güzelliklerine kendimi bırakmak istiyorum.
Gelecek için heyecanlı mısın? Planlarında neler var?
Kesinlikle geleceğe dair çok heyecanlıyım — ve pek çok planım var! Aydınlatma koleksiyonumu genişletmeyi, aynı zamanda daha büyük mobilya parçalarına da yönelmeyi düşünüyorum. Şu anda yeni teknikler ve malzemelerle denemeler yapıyorum, bu yüzden bu süreçte nerelere varacağımı merakla ve heyecanla bekliyorum. Umarım yakında çok daha fazla çalışmamı görme fırsatınız olur!