top of page

Beril Nur Denli | Seramik Sanatçısı

ree

Beril Nur Denli, Image by Charles Emerson


Beril Nur Denli, seramiği bir düşünme biçimine dönüştüren işleriyle, maddesel olanla sezgisel olan arasında dolaşan özgün bir üretim dili kuruyor. Form, doku ve hareket üzerinden şekillenen bu pratikte, kil yalnızca bir malzeme değil; içgüdüsel bir ifade alanı, bedensel bir deneyim ve zihinsel bir keşif süreci. İç mimariden gelen geçmişi ve nöroestetikle kurduğu bağlar, Denli’nin üretiminde bilimle sezgi, planla rastlantı arasında üretken bir gerilim yaratıyor.


Beril’le malzemeyle kurduğu ilişkiyi, seramiğin dönüşüm gücünü ve ifade temelli pratiğini konuştuk.

Röportaj: Onur Çoban


ree

Beril Nur Denli kimdir? Kısaca kendinden bahsedebilir misin? 


Çoğunlukla kille çalışan bir sanatçıyım. İstanbul’da doğup büyüdüm; köklerim Mardin’e uzanıyor. 2019 yılında, İstanbul'da seramik stüdyomu kurmadan önce iç mimarlık ofisleri ve mekâna özgü projelerde çalıştım. Geçen yıl Royal College of Art’ta cam ve seramik alanında eğitimimi tamamladım. Şu anda ise Londra’da, benzer bakış açılarına sahip sanatçılarla birlikte kolektif bir stüdyo ortamında çalışıyorum. 


Seramikle ilişkin nasıl başladı? Seni bu pratiğe çeken şey neydi?


Tasarım odaklı bir geçmişim var; peyzaj mimarlığının ardından, bir iç mimarlık ofisinde mimari asistan olarak çalıştım. Aynı dönemde iç mekân tasarımı eğitimi aldım. O dönem yakın arkadaşım ressam Kerim Yetkin, bir mobilya tasarımı projesine malzeme ararken kil kullanmamı önerdi. Malzemeyle böyle tanıştım - çocukken çamurlarla, solucanlarla ve kuru bitkilerle oynadığım anılarım hariç :) Her zaman sezgisel deneyimlere değer verdim ve ellerimle bir şeyler üretmekten keyif aldım. Bu oldukça içgüdüsel bir süreçti ama fark ettim ki yapma süreci bende sürekli yeni fikirler ve düşünceler uyandırıyordu. 


ree

Image by Charles Emerson


Kendine özgü karakteristik bir tasarım diline sahipsin. Bu görsel dilin ortaya çıkış süreci nasıldı?


Çalışmalarım çoğu zaman belirsizlikle başlıyor, net bir gidiş yolu çoğu zaman yok.

Tasarımın genellikle gerektirdiği öncelikli kurgulardan uzak. Bunun yerine, malzemeyle

düşünerek ya da tamamen sezgisel biçimde - bazen hiç düşünmeden - üretime geçiyorum.

Malzemenin yönlendirmesine izin veriyorum. Seramik benim için bir tür “tepki verme” hali.

Elbette, kas hafızama yerleşmiş bir disiplin var ama beni asıl harekete geçiren daha ilkel

bir dürtü: bilmeden yapmak.



“Yuvarlaklık, dairesel formlar, kubbeler, çanaklar… anne rahminde başlıyoruz, gökyüzünün  kubbesi altında yaşıyoruz. Hareket, döngüler, spiral formlar... Kil ağır ve yaşayan bir  malzeme. Yumuşaktan sertliğe doğru geçerek bir dönüşümden geçiyor. Pratiğim tamamen  insan merkezli değil; sadece bize ait olmayan ritimlere, hareketlere ve malzemelere kulak  vermeye çalışıyorum.”



Image by Charles Emerson


Bize biraz çalışmalarındaki tasarım ve üretim sürecini anlatabilir misin? Üretim sürecinde sezgisel mi ilerlersin yoksa önceden net bir plan olur mu kafanda?


Birçok seramikçi gibi, kilin süreçlerine hayranım. Doku, renk ve form konusunda sürekli  deneyler/denemeler yapıyorum. Seramik yüzeyler için sınırsız olasılık sunan sır üretimiyle ilgileniyorum. Sırda kullanılan hammaddeleri; pişirme sıcaklığı, atmosfer, bitiş ve istenilen  renge göre formüle etmek gerek — bu kimyasal tarafla ilgilenmekten keyif alıyorum. 


Üretimimin büyük bir kısmı “kil eskizleri” ile gerçekleşiyor. Çamura doğrudan form vermek, çizim yapmaktan çok daha hızlı benim için. Birkaç eskizden sonra, ellerimin beni yönlendirmesine izin veriyorum. Açıklaması zor ama sürekli bir harekete yönelme dürtüsü hissediyorum ve bu dürtü her zaman işlerime geri dönüp kendini gösteriyor. Sonra eser bana ne zaman durmam gerektiğini söylüyor.


ree

Courtesy Beril Nur Denli


Form, renk ya da doku gibi unsurlar senin için ne ifade ediyor? Önce hangisi gelir?


Genellikle canlı değil, daha nötr ve suskun renklerle çalışıyorum. Üretim sırasında renk genellikle sona kalan şey oluyor. Form ve doku önce geliyor. Onları ham, çıplak halleriyle  görmeyi seviyorum. Fakat son zamanlarda pembeye taktım kafamı. 


Tasarım süreci ve çıkan ürün bazında bugüne kadar seni en çok heyecanlandıran çalışman hangisiydi? 


Bu soru beni biraz duraksattı. Özellikle süreçten bahsediyorsak… Her parça benim için çok kişisel. Dürüst olmak gerekirse, anda üzerinde çalıştığım iş genellikle favorim oluyor. Bana bu soruyu bir yıl sonra da sorsanız büyük ihtimalle yine “anlık işlerim” derim. 


Shifting Conditions, Pink Rabbits, Samsa

 

Çalışmalarının arkasındaki ilham kaynaklarından biraz bahsedebilir misin? Bu alanda ya da farklı disiplinlerde merakla takip ettiğin isimler kimler?  


Yanımda hep taşıdığım bazı anahtar kelimeler var: wellbeing, içsel bilme hali ve dokunsal ifade. Bunlar döngüsel olarak her seferinde yeniden yön verdiğim kaynaklar. Bilim temelli alanlardan da çok ilham alıyorum; özellikle biyoloji. Son zamanlarda Marian  Diamond’ın çalışmalarını inceliyorum. İfade anlarının gerçekleşebileceği, sanat yoluyla  beynin bağlantılarını yeniden yapılandırabileceğimiz zenginleştirilmiş ortamlar yaratma fikri  beni cezbediyor. İlham gerçekten her yerde. Sürekli akan görsel uyaranlardan gözümüzü  kapamak neredeyse imkânsız. Hepsi arka planda sessizce açık sekmeler gibi çalışıyor.  Hangi anlık görüntünün ya da izlenimin bir anda yüzeye çıkıp bana bir form şekillendirme dürtüsü vereceğini kestirmek zor. 


ree

Image by Charles Emerson


Gelecek için heyecanlı mısın? Planlarında neler var? 


Üretme dürtümü düşündüğümde cevabım her zaman evet - nereden başlayacağımı  bilmesem bile. İngiltere’deki eğitimim sırasında “bilmemek”le iyi bir ilişki geliştirdiğime  inanıyorum. Tarif edilemeyen, içsel şeylere daha yakınlaştım. Şu anda özellikle  malzemeyle kurduğum ilişkiye ve Londra’daki ifade temelli pratiklerle başkalarıyla  kurduğum bağlara odaklanıyorum. 


Yaklaşan sergilerimin ötesinde, özel eğitim gereksinimleri olan çocuklarla ve  profesyonellerle yürüttüğüm çalışmalar beni ayrıca heyecanlandırıyor. Bu ifade temelli pratikler, sanat ile beynin ilişkisini gözlemlemek için eşsiz fırsatlar sunuyor. Yakın gelecekte  nöroestetik kavramını çok daha fazla duyacağımıza inanıyorum ve özellikle seramik  yoluyla bu alanda çalışacağım için gerçekten heyecanlıyım.



 
 

DERGİLERİ VE DAHA FAZLASINI KEŞFEDİN

Mercado Logo Siyah.png

HAFTALIK TAZE İLHAM BÜLTENİMİZE ULAŞIN

  • Instagram
  • Siyah LinkedIn Simge
  • Siyah Spotify Simgesi
  • Pinterest
  • YouTube

©2021 Mercado'da yayınlanan içeriklerin her hakkı saklıdır.

bottom of page