top of page
Tuna Mert

Heykelsi ve Cesur: Harbin Opera House


Harbin Opera House

Mega yapılar geçtiğimiz 50 yıl boyunca dünyamızı şekillendirdi. Kentlerin çehresi bu dev yapılarla değişirken bir yandan da bölgelerin sosyo-ekonomik kalkınmalarında önemli rol oynadı. Foster&Partners, Zaha Hadid, UNStudio gibi mimarlık sektörünün önde gelen isimleri, kendi stillerini baskın bir biçimde sergilemekten kaçınmadıkları tasarımlarıyla çağa damga vurdular. Son yıllarda Uzakdoğu ve Ortadoğu’da devam eden mega yapı rekabetinin öne çıkan isimlerinden birisi de hiç kuşkusuz Hollanda merkezli mimarlık ofisi MAD. 2010 yılında kazandıkları bir yarışma ile hayata geçirdikleri Harbin Opera Binası tasarımı, bir kültür yapısının çok ötesinde kenti baştan aşağı değiştiren dev bir yatırım.



Kuzeydoğu Çin’in en büyük kenti olan Harbin'in sulak alanlarına gömülü olan Harbin Opera Binası, kuzey kentinin evcilleşmemiş vahşi doğasının ve soğuk ikliminin gücüne ve ruhuna yanıt olarak tasarlandı. Rüzgar ve su ile yontulmuş gibi görünen binanın formu, ilhamını kentin doğası ve topografyasından aldı. Pürüzsüz beyaz alüminyum panellerden oluşan ortaya çıkan eğrisel cephe, yarattığı kontrastlıkla öne çıkıyor. Yapı, kültür adası olarak konumlandırılan Harbin Adası’nda yer alıyor ve şehre bir köprü ile bağlanıyor. Ziyaretçiler köprüyü geçtikten sonra dalgalı mimari kütlenin sardığı büyük bir kamusal plazaya ulaşıyor.


Gün ışığıyla aydınlatılan büyük lobiye girdiğinizde, atriyum çatısının altındaki kafes yapının dalgalı formu ve operayı içeren devasa ahşap kütle ziyaretçileri büyülüyor. Mançurya Dişbudak'tan yontulmuş olan heykelsi hacim, buz beyazı iç mekanda şiddetle ihtiyaç duyulan sıcaklığı sağlıyor.





BASILI EDİSYONLARI KEŞFEDİN

bottom of page