top of page

Zeyrek Çinili Hamam “Healing Ruins” ile Açıldı


Mehtap Baydu, The Distance Between Me And Everything Else & “Durchlässigkeit”, 2021. Fotoğraf: Hadiye Cangökçe

Zeyrek Çinili Hamam’ın asıl işlevine dönmesini kutlayan “Kalıntıların Şifası” sergisi, hamamın restorasyon sürecinden ilham alarak hamamın mekânsal deneyimini izlemeye açıyor. Serginin küratörü Anlam de Coster ve Zeyrek Çinili Hamam Kurucu Direktörü Koza Güreli Yazgan ile hamamın ve “Kalıntıların Şifası”nın katmanlarını konuştuk.


Hamam restorasyon projesi olarak başlayıp çini parçaları, resimler, oymalar ve Bizans sarnıçlarıyla keşfettiğiniz katmanlar Zeyrek Çinili Hamam’ın işlev modelini nasıl dönüştürdü?


Koza Güreli Yazgan: Hamamı 2010 yılında The Marmara Grubu olarak satın aldığımızda bir harabeydi. 1530'larda Kaptan-ı Derya Barbaros Hayreddin Paşa tarafından yaptırılan hamamın, Mimar Sinan'ın tasarladığı en eski hamamlardan biri olduğunu biliyorduk ama restorasyon sürecinde karşılaştığımız sürprizlerin bu kadar kapsamlı bir çalışmaya ve hamamın bugünkü haline getiren eşsiz projeye dönüşebileceği aklımızın ucundan bile geçmemişti. Kazılarda elde ettiğimiz buluntular, bütün bölgenin, hatta şehrin geçmiş ve geleceğini etkileyecek tarihi verileri ortaya çıkardı ve ortaya çıkan bu bilgiler ışığında misyonumuzun değişmemesi imkansızdı. Özetle yalnızca bir hamam operasyonu olarak başlayan restorasyon projesi, bu kültürel mirasın derinlerine inildikçe ortaya çıkanlarla 3000 metrekarenin üzerinde alana yayılan, Zeyrek Çinili Hamam Müzesi, tarihi Bizans sarnıçları ve bahçesiyle kocaman bir komplekse dönüştü ve bir kültür mirası olarak şehre ve aslında tüm dünyaya kazandırılmış oldu.


Candeğer Furtun, Legs, 1994 & Candeğer Furtun, Applause, 2010. Fotoğraf: Hadiye Cangökçe


500 yılın ardından hayata döndürülürken herkesin hamamın mimarisini deneyimlemesine vesile olmak adına hamamı bir sergiyle izlemeye açma fikri nasıl gelişti?


Koza Güreli Yazgan: Bence sanat, farklılıkları aşmamızı sağlarken güçlü bir aidiyet hissi yaratan ve insanları bir araya getiren önemli bir araç. Hamamlar da uzun yıllar boyu insanlar için sosyalleşmek ve bir araya gelmek için önde gelen mekanlardan olmuş. Şimdilerde çoğunlukla turistik mekanlar olarak değerlendiriliyor olsalar da kolektif hafızanın önemine inanan biri olarak Zeyrek Çinili Hamam’ın bu aidiyet duygusunu ve hamamın bir paylaşma yeri olduğu fikrinin her yaştan ve kültürden insanı yeniden bir araya getirebileceğini düşünüyorum.

Bu buluşma kültürünü ve paylaşma alanı hissini yeniden canlandırmak için açılışımızı ücretsiz bir güncel sanat sergisiyle yapmayı seçtik. Ek olarak, misafirlerimiz yıkanmaya geldiklerinde yalnızca mekânın belli kısımlarını keşfedilebileceklerken, hamam ısıtılmadan önce son kez Kalıntıların Şifası sergisi vesilesiyle bu önemli kültür mirasının her bir bölümü deneyimleyebilecekler. Bu şekilde herkesin ziyaretine açık ve sanat ekseninde bir araya getiren bir açılışla insanları ağırlamaya başlamış olmaktan dolayı mutlu ve gururluyum.


Hamamın restorasyonu konusunda takip ettiğiniz özgünlük ilkesinin hamamın tarihi görünümünü sunmak konusunda hangi çözümleri kullanmanıza vesile oldu?


Koza Güreli Yazgan: KA-BA Mimarlık önderliğinde yürütülen restorasyon sürecinde, tarih uzmanları, arkeologlar, mimarlardan oluşan alanında uzman birçok kişi ile birlikte çalıştık. Hem hamamın duvarlarını kaplayan alçı katmanlarını aştıkça edindiğimiz yeni veriler, hem de kazılarda ortaya çıkan bulguları dikkate alarak hamamı 16. yüzyıldaki haline en yakın şekilde hayata döndürmeyi hedefledik.

Örneğin; hamamı satın aldığımızda kubbelerde yer alan fil gözlerinin camları düzdü ve ışığın içeri girdiği delikler de yuvarlaktı. Ancak restorasyon sırasında kubbedeki alçı kaplamalarının altına ulaştığımızda, Sinan’ın orijinal mimari tasarımında camların aslında bir fanusa benzeyen fil gözü formunda olduğunu ve ışık deliklerinin de yıldız şeklinde olduğu fark ettik. Bizden önceki süreçlerde onarımı ve bakımı daha kolay olduğu için farklı şekiller tercih edilmiş, ancak özgün mimariye yakınsama gayemizin bir sonucu olarak oldukça meşakkatli olan fil gözleri ve yıldız formlarını korumayı seçtik.

Kazılarda ortaya çıkan çini parçaları ise hamamın bir zamanlar (ismine layık) muazzam çinilerle kaplı olduğunu bize gösterdi. Yapılan kapsamlı araştırmalar ve analizlerle bu parçalardan 37 çini deseni, dört farklı form ve hamamın içindeki yaklaşık yerleşim düzenleri tespit edildi. Müzenin bir katında, kazılar sırasında keşfedilen yaklaşık 3.000 parçalık mavi-beyaz İznik çini parçalarından oluşan bir seçkiyi görmek mümkün. Proje danışmanlarıyla yaptığımız görüşmeler sonucunda duvarları replika çinilerle kaplamak yerine eşsiz çini parçalarını bir bulmaca gibi birleştirerek dijital olarak yeniden yaratma kararı aldık. Orijinal yerleşimine sadık kalmaya gayret ederek yerleştirdiğimiz çini parçalarının bir kısmını ve hamamın özgün halini müzede dijital etkileşimli alanlarda izlemek mümkün oldu.

Restorasyon süreci, birçok yeni bilgiyi açığa çıkardığımız ve hamamı özgünlüğe mümkün olan en yakın yere taşıdığımız bir macera oldu diyebiliriz.


Fotoğraf: Murat Germen

Restorasyon ve kazılar esnasında yaptığınız keşiflerle kendine varlık bulan Zeyrek Çinili Hamam Müzesi için belirlediğiniz yaklaşım nedir?


Koza Güreli Yazgan: Müze’nin hayata geçmesinde emeği olan arkeologlar, çini uzmanları ve tarihçilerden oluşan alanında uzman birçok kişi var. Ek olarak küratöryel açıdan bize destek olan bir Danışma Kurulumuz mevcut. Müze’nin tasarımı, Louvre Abu Dhabi’nin bir kısmı ve Kahire’deki Grand Egyptian Museum’un tasarımcıları olan Atelier Bruckner tarafından yapıldı.

Zeyrek Çinili Hamam Müzesi, hamamın restorasyon sürecinde keşfettiğimiz tarihi katmanları ve bulguları içeriyor. Müzede, yaklaşık 3.000 parçalık mavi-beyaz İznik çini parçalarından oluşan bir seçkiye ek olarak aynı zamanda bu kazılarda çıkarılıp bir kısmı müzede sergilenen, tarihe ışık tutan Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait arkeolojik buluntular da sergileniyor. Bu buluntular aslında hamamla birlikte bölgenin tarihini 1500 yıl öncesine taşımış oldu. Zeyrek Çinili Hamam sadece mimarisinde barındırdığı gizli hazineleriyle değil, 1985’te “İstanbul’un Tarihi Alanları” kapsamında UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınan Zeyrek’te olmasıyla da öne çıkıyor. Aynı zamanda müze, hamamın banilerinden mimarına, mimarisinden dahiyane su sistemine ve Zeyrek bölgesinin Bizans dönemine uzanan tarihini aktarıyor. Müzede hamam ritüeli ile özdeşleşmiş havlular, taslar, değerli metaller ve sedeflerle süslenmiş nalınlar gibi tarihi hamam objelerinden bir seçki de sergileniyor.

Yıllarca üzerinde kocaman bir ekip olarak çalıştığımız müze, aslına en yakın ve olabildiğince yalın bir şekilde, Osmanlı’dan Bizans dönemine kadar hamam üzerinden, küçük ölçekte İstanbul’un katmanlarını keşfetmek için bir alan açıyor. Sergileme alanlarında kullandığımız interaktif öğeler ve dijital uygulamalar üzerinden ziyaretçileri geçmişten günümüze taşıyan ekranlar ve hamam kültürü hakkında bilgilendiren panolarla olabildiğince seyirciyi sürecin içine dahil eden bir yaklaşımla aslında eşsiz bir deneyim tasarladık diyebilirim.


Koza Güreli Yazgan (Fotoğraf: Elif Kahveci) & Ahmet Doğu İpek, Conserved (Fotoğraf: Hadiye Cangökçe)

 

"Zeyrek Çinili Hamam projesini, insanları hamam geleneğiyle özdeşleşen bir buluşma mekanı ve paylaşma alanı hissini yaşatabilecek, kültür, sanat ve tarihle birleştiren etkileyici ve birleştirici bir kültür mirası haline getirmiş olmaktan büyük heyecan ve mutluluk duyuyorum. "


Koza Güreli Yazgan

 

Toplumsal hayatta geleneksel formülüyle işlevine devam edecek hamam hangi alanlarda topluluk ve aidiyet duygusunu sanat yoluyla sürdürmeye devam edecek?


Koza Güreli Yazgan: Daha önce de bahsettiğim gibi hamamlar tarih boyunca Osmanlı’da sosyalleşmek için çok önemli kamusal alanlar olarak karşımıza çıkıyor. Zeyrek Çinili Hamam projesinde de, ilk baştaki amacının sınırlarını aşarak, insanları hamam geleneğiyle özdeşleşen bir buluşma mekanı ve paylaşma alanı hissini yaşatabilecek, kültür, sanat ve tarihle birleştiren etkileyici ve birleştirici bir kültür mirası haline getirmiş olmaktan büyük heyecan ve mutluluk duyuyorum. Kalıntıların Şifası (Healing Ruins), hamamın içinde gerçekleşen son sergi olacak fakat Bizans sarnıçlarında, hamam bahçesinde ve müzede kültürel ve sanatsal programlar hamam ısıtıldıktan sonra da devam edecek.

Sergi sona erdiğinde, yeni keşfedilen Bizans sarnıçları yıl boyunca dönüşümlü olarak mekana özel sanat yerleştirmelerine ev sahipliği yapmaya devam edecek. Zeyrek Çinili Hamam Müzesi’ndeki sergilemeler kalıcı olacak. Ayrıca hamamın çinileri koleksiyonlarında bulunan V&A ve Louvre gibi müzelerin yanı sıra mimarlık okullarıyla da tarihi, kültürel ve akademik diyaloga zemin hazırlayacak çeşitli söyleşi ve seminerlere ev sahipliği yapacağız. Bu etkinliklerle Zeyrek Çinili Hamam’ın birleştirici özelliğini sanat ve kültür ekseninde devam ettirmeyi umuyoruz.


Francesco Albano, Shipwreck. Fotoğraf: Hadiye Cangökçe

Hamamın kazı faaliyetine benzer bir biçimde geçen restorasyon sürecinden ilham alan sergi fikri mekânın katman zenginliği gibi Antik Yunan’dan bugüne yıkanma ritüelinden Osmanlı sosyal hayat gibi ağlarla çeşitleniyor. Bu çeşitlenme kürasyon sürecinde hangi dönümlerle gelişti?


Anlam de Coster: Koza Güreli Yazgan, beni Zeyrek Çinili Hamam’ın açılış sergisi için davet ederek, yıllardır zihnimde dolaşan arkeoloji ve tarihe olan merakım ile güncel sanatı birleştirme hayalimi gerçekleştirmek adına bana alan açmış oldu.

Proje üzerinde çalışmaya başladığımda bugün müze olarak işlev gösteren bina, kazıda ve müzenin hazırlık sürecinde çalışan ekiplerin ofisiydi. İlk geldiğimde gözlerime inanamıştım, son 13 yıl içinde bulunan pek çok irili ufaklı fragman, taş eser, mimari öğe ve obje gözlerimin önünde inceleniyor, tarihin yeniden yazılmasına katkıda bulunuyor, restore ediliyordu. Açığa çıkan Bizans sarnıcı henüz restorasyon aşamasındaydı, tarihçiler üzerinde araştırma yapmaya yeni başlamıştı. Bu sürece tanıklık edebilmek benim için çok etkileyici oldu.

Dolayısıyla hangi sanatçıları ya da eserleri göstereceğimi düşünmeden önce, ilk olarak bu özel hamamın tarihi ve restorasyon süreci ile Osmanlı’da hamamların kültürel tarihini özümsemeye çalıştım. Derken kendimi Barbaros’un hayat hikayesinden Pompeii’nin katmanlarına uzanan bir araştırma serüveninde buldum. Birlikte çalışabildiğim için çok şanslı olduğum sanatçılar ve benden desteğini esirgemeyen arkadaşlarımla sohbetlerim de pek çok yeni kapı açtı benim için. Sergi yakında bitecek ama Zeyrek Çinili Hamam ve sayesinde keşfettiğim dünyalarla ilgili araştırma ve öğrenme heyecanım aynı yoğunlukla sürüyor.


Anlam de Coster (Foto: Elif Kahveci) & Zoë Paul, Eyes wide sees infinite lives (Foto: Hadiye Cangökçe)

 

"Aylar boyunca yalnız bir şekilde düşündükten ve okuduktan sonra bir gün zihninizdeki sisin dağıldığını ve tüm engellere ve aksiliklere rağmen aslında her şeyin olması gereken yere geldiğini görmek hayli sihirli bir süreç."


Anlam de Coster

 

Mekânın içinde taşıdığı büyüyü keşfetmenizle aklınızda denkleşen eserlerin birbiriyle etkileşimini nasıl belirlediniz?


Anlam de Coster: Açıkçası sanatçı ve eser seçimi ile yerleşim süreci çok içgüdüsel bir şekilde gerçekleşti. Belki de ben zaten arkeoloji, mitler, tarih ve psikanalize meraklı olduğum ve güncel sanatta da bu disiplinlerin izlerini aradığım için bu sergi, yıllarının birikiminin son 8 aylık süreçte yaşadıklarım ve araştırdıklarımla etkileşiminin sonucunda ortaya çıktı... Aylar boyunca yalnız bir şekilde düşündükten ve okuduktan sonra bir gün zihninizdeki sisin dağıldığını ve tüm engellere ve aksiliklere rağmen aslında her şeyin olması gereken yere geldiğini görmek hayli sihirli bir süreç.



“Kalıntıların Şifası” için mekâna özel işler üreten sanatçılarla hamamın tarihi, mitolojisi veya mimarisiyle ilgilenen yönünü seçme şekliniz nedir?


Anlam de Coster: Bu süreç lineer bir şekilde gelişmedi aslında, ben hiçbir sanatçıya bir konu dayatmadım. Sadece kendi araştırma sürecimde öğrendiklerimi sanatçılarla paylaştım ve bu diyaloglar sayesinde onlardan da çok şey öğrendim. Her sanatçının farklı bir üretim süreci var, kimi daha akademik bir araştırma yürütürken, kimi de zihninin, ruhunun içinde seyahat ediyor. Bazı eserler otobiyografik öğeler taşırken, bazıları mekânın tarihi ya da mimarisiyle doğrudan ilişki kuruyor. Kimi işin tohumu tek bir sohbet esnasında atılırken, kimisinin oluşumu aylara yayılıyor.



Marion Verboom, Tectonie, 2021, Fotoğraf: Hadiye Cangökçe

Zeyrek Çinili Hamam’a özgü yapıtlarda sanatçılar aşina oldukları malzemelerin sınırlarını nereye çekti?


Anlam de Coster: Hamamın hem fiziksel estetiği, hem de metaforik dünyası sanatçıları da beni de malzeme seçimlerinde yönlendirdi. Bu vesileyle bazı sanatçılar alamet-i farikaları olan teknikler ve malzemelerden farklı deneyler yapma fırsatı buldu. Örneğin Maryam Hoseini ve Başak Günak pirinç, Elif Uras mermer, Adrian Geller ipek üzerine çalışmayı seçti.

Sergi tarihi bir kültürel miras alanının içinde gerçekleştiği için sanatçılarla pek çok kısıtı göz önünde alarak çalıştık ve binanın mimarisi ve koşullarına uyum sağladık. Kullanılan teknik ve malzemeler ise hamamdaki hikâyelerin çeşitliliğini yansıtıyor: Sergide heykeller, resimler, fotoğraflar, desenler, ses ve video yerleştirmeleri ile mekâna özgü yerleştirmelere rastlamak mümkün. Malzeme olarak ise mermer, pirinç, çini gibi hamamın baskın mimari öğelerini kullanan işlerin yanı sıra, hamam ritüellerini hatırlatan ipek, parafin, seramik gibi malzemeler de sergide yer alıyor.


Bizans sarnıçlarında sanatçıları ağırlamayı sürdürecek Zeyrek Çinili Hamam “Kalıntıların Şifası”nın ardından hangi araştırmaların peşinden gidecek?


Anlam de Coster: Hedefimiz, hem Bizans sarnıçlarında, hem de Zeyrek Çinili Hamam’ın bahçesinde bu kültür mirasının çok katmanlı tarihi ve sembolizmiyle konuşan mekâna özgü eserler üretmek üzere güncel sanatçıları davet etmeyi sürdürmek. Kalıntıların Şifası’nı takiben önce önümüzdeki yıl Mart ayında hamamın asıl fonksiyonuna kavuşması vesilesiyle, daha sonra da İstanbul Bienali’ne paralel olarak yeni projelerimiz ziyaretçilerle buluşacak. Ayrıca, disiplinlerarası konuşma ve performans programları ile Zeyrek Çinili Hamam Müzesi ve müze mağazasındaki sanatçı ve tasarımcı işbirlikleriyle hamam bir buluşma noktası olmayı sürdürecek.


Fotoğraf: Murat Germen

bottom of page