3 May 2024

NO WORRIES JUST SHAPES | 3D & Hareket Tasarım Stüdyosu

Yenilikçi markaların, kültür kurumlarının ve yaratıcı ajansların yeni görsel gerçeklikleri keşfetmelerine yardımcı olan Viyana merkezli bir 3D ve Hareket Tasarımı Stüdyosu NO WORRIES JUST SHAPES kurucuları Lina Schubert ve Florentin Berger ile sohbet ettik.

Lina Schubert ve Florentin Berger kimdir? NO WORRIES JUST SHAPES adlı stüdyonuzu kurma sürecinizden bahsedebilir misiniz?

Viyana merkezli bir 3D tasarım stüdyosuyuz. Birçok kreatif gibi biz de stüdyomuzu kurmadan önce çeşitli alanlarda deneyim biriktirerek klasik bir "dalgalı çizgi kariyer yolu" izledik. 2017-2020 yılları arasında (noworriesjustsad) adlı bir fotoğraf projesinde iş birliği yaptıktan sonra -tesadüfen stüdyomuzun adına ilham veren- ikimiz de pandemi sırasında 3D tavşan deliğine düştük. 3D çalışmanın yaratıcı özgürlüğünün tadını çıkarmanın yanı sıra, farklı becerilerimizin bu alanda nasıl uygulanabileceğini ve birbirimizi nasıl tamamlayabileceğini çabucak fark ettik.

Çeşitli disiplinlerden gelen bir deneyim yelpazesine sahipsiniz. Tasarım, müzik, antropoloji, tiyatro ve reklamcılık arasındaki bu çeşitlilik, yaratıcı sürecinize nasıl yansıyor?

Sahip olduğumuz bu dalgalı çizgi kariyer yollarının tasarım sürecimizi kesinlikle zenginleştirdiğini düşünüyoruz. Uzmanlık alanlarımızı birbirine bağlayan temel kavram ise kompozisyon. İster müzik ister görsel sanat olsun, her ikisi de denge, kontrast, asimetri ve duyguları uyandırma yeteneği gerektiriyor. Dolayısıyla, farklı geçmişlerimize rağmen, temel ilkeler ve iş akışlarında örtüşme var. Farklı meslekler arasında iş birliği yaparken farklı iş akışlarını bilmek de yardımcı oluyor. Sanatsal ve akademik deneyimlerimizin yanı sıra reklamcılıkta çalışmak ikimize de sektörün nasıl işlediğine dair iyi bir temel anlayış kazandırdı.

Markalar ve kültür kurumlarıyla çalışırken, onların özgün hikayelerini nasıl ortaya çıkarıyorsunuz? Bu tür iş birliklerinde sizin için en önemli olan şey nedir?

Her şey doğru soruları bulmakla ilgili. Antropolojide her zaman insanların neyi neden yaptıklarını sorar ve buna kültür, kimlik ve diğer sosyolojik kavramları göz önünde bulundurarak cevap vermeye çalışırsınız. Bu yüzden önce iş birliği yaptığımız ortaklarımızın veya müşterilerimizin 'ruh halini' ve 'kültürünü' anlamaya çalışırız ve sonra genel konsepti geliştiririz. Tarzımız ve müşterinin vizyonu arasında ortak bir zemin bulmak, birlikte ilgi çekici bir şey yaratmak için çok önemli.

Tasarım süreci ve çıkan ürün bazında bugüne kadar sizi en çok heyecanlandıran çalışmanız hangisiydi?

Şimdiye kadar pek çok favorimiz oldu ve liste büyümeye devam ediyor! Oyun zamanı projelerimiz "Panopticon" ve "Just Shapes 001-999 "un yanı sıra, mücevherlerini sergileyen bir dizi 3D dünya yarattığımız Viyana merkezli mücevher tasarımcısı ve kuyumcu Elisabeth Habig ile devam eden iş birliğimizi seviyoruz. Yukarıda bahsedilen pek çok ortak noktayı paylaşıyoruz: Dünyaya çok benzer bir bakış açısına sahip olmak, doğal formlarda desen ve yapılar aramak, doğada bulunan mineralleri ve diğer güzel öğeleri toplamak ve bunları kendi iş akışlarımıza dönüştürmek. Maxon ve sevimli ekibiyle iş birliği yapmaktan da son derece mutluyuz.

Biraz üretim sürecinizden bahsedebilir misiniz? Tasarım sürecinde yaratıcılık ve teknik beceriler arasında bir denge kurmak için ne tür bir yaklaşım benimsiyorsunuz?

İkili olarak çalışmak fikirlerimizi hızlıca ortaya koymamızı sağlıyor ki bu da üretkenlik için harika bir yakıt. Yaratıcılık ve teknik beceriler arasındaki büyük örtüşme nedeniyle 3D çalışmayı seviyoruz. Ancak detaylı hiper-doğal materyallerimizi ve yüzeylerimizi oluşturmak, detaylara çok dikkat etmeyi ve bilgisayar başında zaman geçirmeyi gerektiriyor. Bu yüzden her şeyi doğrudan Cinema 4D'de modellemek yerine VR heykelciliğini iş akışımıza dahil ettik. Kendinizi bu sakin VR balonuna kaptırmak, iki boyutlu bir ekranda üç boyutlu çalışma yapmak yerine heykel yaparken derinlik hissine sahip olmak çok özgürleştirici.

"Her zaman kavramsallaştırmayla, kağıt üzerinde veya dijital olarak eskiz yapmakla, bize potansiyel olarak ilham verebilecek ayrıntıları ve gizli kompozisyonları bulmak için müzelerde ve doğada dolaşmakla başlıyoruz."

MIA OBERLÄNDER X COMMUNALE OÖ X SCHÄXPIR

Biraz çalışmalarınızın arkasındaki ilham kaynaklarından bahsedebilir misin? Bu alanda ya da diğer disiplinlerde merakla takip ettiğiniz isimler kimler?

Genel merak odaklı temamız Dijital Doğa. Doğal büyüme modellerini, renkleri ve dokunsal nüansları çalışmalarımıza aktarmaya çalışıyoruz. Yeni bir şey yaratmak için dijital ve analog alemler arasındaki kesişimde oynamayı gerçekten seviyoruz. Doğanın yanı sıra müzelerden, sanattan, eski ders kitaplarından ve yetenekli sanatçıların eserlerinden ilham alıyoruz. 3D havuzunun içinden ve dışından birkaç isim vermek gerekirse: Wang ve Soderström, Studio Yonk, Caroline Vang, Jamie Rosencrans (This Forest Floor), Studio Vegete, Anastasia Feinberg, Jim Linear ve Get It Studio. Bu listeye sayfalar dolusu isim ekleyebiliriz ama liste asla bitmez.

Gelecek için heyecanlı mısınız? Planlarınızda neler var?

Kesinlikle! Yeni beceriler öğrenmeye devam etmek ve gerçek zamanlı render ve yapay zeka gibi gelişmelerin (bunlarla doğrudan temasımız olmasa da) bizi nereye götüreceğini görmek için sabırsızlanıyoruz. Daha fazla araştırma odaklı proje keşfetmeye ve her biri masaya benzersiz becerilerini getiren farklı alanlardan uzmanlarla işbirliği yapmaya devam etmeye hevesliyiz. İşte sihir burada ortaya çıkıyor.