top of page

DİYALOG: Begüm Peker | Studio Resilia Kurucu Ortağı & Mimar


VN-11 Evi

Çevresel ve sürdürülebilir tasarım çalışmaları yürüten Studio Resilia'nın kurucu ortaklarından yüksek mimar Begüm Peker ile projeleri, sürdürülebilirlik ve tasarım dünyası üzerine bir sohbet gerçekleştirdik.


Kurucularından olduğun Studio Resilia ile başlayalım istersen. Studio Resilia ne yapar?

Studio Resilia, çevresel ve sürdürülebilir tasarım konusuna odaklanan, enerji tüketimini azaltan ve aynı zamanda görsel ve termal konfor sağlayan iklim duyarlı projeler geliştirmeyi amaçlıyor. Şehir ve binaları etkileyen güncel yaşam sorunlarına çözüm geliştiren bir mimarlık ve tasarım stüdyosu.

Sürdürülebilir tasarım son dönemin en popüler mimari konularından, senin için sürdürülebilirlik ne demek?

Bana göre sürdürülebilirlik, şu anda sahip olduğumuz yaşam kalitesini bize sağlayan kaynakları ve teknolojileri olabilecek en uygun ve stratejik biçimde kullanarak, çevresel ve sosyal alanlarımızı daha verimli ve yaşanabilir hale getirmektir. Bilindiği üzere insanlığın doğal ve insani kaynaklara olan talebi günden güne artmaktadır. Bu kaynaklardan herkesin yararlanabilmesi ve daha kolay bir şekilde erişebilmesi için yaşam döngümüzü ve sistemimizi daha verimli hale getirebiliriz. Böylece, özellikle evlerimiz ve çalışma alanlarımızda, aynı yaşam standartlarını sağlamak için daha az enerji harcarız. Bu sayede doğa ve kaynaklarını daha verimli kullanarak bu olmazsa olmaz kaynağın ömrünü uzatabiliriz. Bununla birlikte de geleceğimizi güvence altına almış oluruz.

Sun Canyon projesi, Londra

Sürdürülebilir mimari bir tasarımın olmazsa olmazı nedir?

Sürdürülebilir mimari için arazideki doğal kaynak ve koşulların dikkate alınması ve bu etkenlere göre tasarımın yapılması oldukça önemlidir. Yenilenebilir enerji kaynaklarından faydalanarak, az enerji tüketen, kendi içerisinde su ve havalandırma sistemini çözen ve aynı zamanda enerji tasarrufu yapabilen tasarımlarda çevreye duyarlılık yüksek olur. Sürdürülebilir tasarımda olmazsa olmazlardan biri atığı mümkün olduğu kadar verimli bir şekilde yeniden kullanabilecek hale getirmektir. Bütün bunlar tasarımı güçlendiren önemli unsurlardan birkaç tanesidir. 


 

Tasarım tarzımı üç kelimeyle anlatmam gerekirse; iklime duyarlı, özgün ve yenilikçi.


 


Tasarım sürecinde analog ve dijital tekniklerin hangisine daha yakınsın?

Bana göre, tasarımcıların ve özellikle mimarların dijital teknikleri öğrenip kullanması çok önemli, çünkü analog teknikler ile yaratmak istediğimiz tasarımı dijital teknikler ile daha hızlı ve hassas bir şekilde yansıtabildiğimizi düşünüyorum. Dijital, benim tasarım sürecinde kullandığım temel araçtır ama genelde bir projeye başlamadan önce mutlaka analog teknikler kullanarak başlarım. Tasarım süreci boyunca da analog ve dijital arasında gidip gelirim.

VN-11 Evi


Lisans eğitimini Türkiye'de tamamladıktan sonra yüksek lisans eğitimi için Londra'ya gittin. Türkiye ve İngiltere arasında sürdürülebilir tasarıma bakış açısında farklılıklar var mı?

Sürdürülebilir tasarım son yıllarda global olarak popülerlik kazanmasına karşın, Türkiye'de hala yeni sayılabilecek bir konudur. Bu kavram ile önerilen temellerin toplum tarafından tam anlaşılmadığı düşünülmektedir. Bunun en büyük nedeni olarak bu sürdürülebilir tasarımın pahalı çözümler olduğu ön yargısıdır.
Karşılaştırma olarak, İngiltere'de sürdürülebilir tasarım daha gelişmiş bir altyapıya sahip olmakla birlikte, toplum tarafından da kabul görmeye başlamıştır. Özellikle bir çok mimari tasarım stüdyosunda bu kavramın bir temel yapı taşı olduğunu görüyoruz. Bu nedenle bir çok örnek oluşturacak sürdürülebilir tasarım örnekleri bulunabiliyor. Ben de isterim ki ilerleyen zamanlarda Türkiye sürdürülebilir tasarım konusunda daha bilinçli bir noktaya gelsin.

Türkiye sürdürülebilir tasarımda ne noktada?

Türkiye'de sürdürülebilir tasarım bilinci henüz oluşmamış durumda. Yapılarda görsel ve termal konfor sağlayan, iklim duyarlı tasarımlardan çok gösteriş ve estetik tasarımlar öncelikli olarak tercih ediliyor. Bu zihniyet yapıyı sürdürülebilir olmaktan alıkoyar. Sürdürülebilir mimari tasarımlar, yapıdan fayda edecek bireylerin çevre koşullarının yarattığı etkilerden en iyi şekilde faydalanmalarını ve bununla birlikte uzun vadeli, çevre dostu ve konforlu yaşam alanlarının sunulmasını sağlar. Bu bağlamda sürdürülebilir mimarlığın uygulanması tasarım sürecinde, içinde bulunulan ortamın iklimini göz önünde bulundurularak uygun malzeme seçiminden tutun yapının baştan sona uygun biçimde tasarlanmasına giden bir süreçtir. Türkiye’de sürdürülebilir mimarlığa giden yolda atılması gereken adımlar henüz atılmamış olsa da zaman içinde bir farkındalığın oluşacağına ve harekete geçileceğine inanıyorum. 

Pavillion Resonate, Nur Kayalı ve Benjamin Norris işbirliği ile
Pavillion Resonate solar analizi, Nur Kayalı ve Benjamin Norris işbirliği ile


 

Türkiye'de sürdürülebilir tasarım bilinci henüz oluşmamış durumda. Yapılarda görsel ve termal konfor sağlayan, iklim duyarlı tasarımlardan çok gösteriş ve estetik tasarımlar öncelikli olarak tercih ediliyor.

 


Stüdyonuzun bir şubesi de Mexico City'de. Üç farklı kıtada, üç farklı iklim ve üç farklı kültür için tasarımlar yapıyorsunuz. Zorlukları ve size kattıkları neler?

Stüdyomuzun üç farklı kıtada yer alması bize kesinlikle avantaj sağlıyor. Birbirinden farklı üç kültür ve iklim için tasarım yapmak hem zorlayıcı hem de eğitici oluyor. Çünkü tasarımı ele alırken insani ihtiyaçlar değişiyor, hava şartları, konumun zorlayıcı etkenleri gibi kritik faktörler değişkenlik gösteriyor. Studio Resilia olarak yaptığımız projelerden ve araştırmalardan kazandığımız bilgi ve tecrübeler doğrultusunda Türkiye, Meksika ve İngiltere için bir tasarım standardı oluşturduk ve böylelikle projelerimize yön vermek için bir başlangıç noktası oluşturduk.

Begüm Peker, OMM

İlham tazelemek için neler yaparsın?

Seyahat etmek kesinlikle ilham tazelemek için yaptığım şeylerin başında geliyor. Her gittiğim ülkenin sanat galerilerini ve müzelerini mutlaka gezmeye çalışırım. Bana en yaratıcı ilhamı onlar verir. Seyahat edemediğim zamanlarda ise her zaman sanat ve mimarlık kitaplarında bulurum kendimi.

Hem Studio Resilia'nın hem de kişisel olarak senin gelecek planlarında neler var?

Studio Resilia olarak üç farklı kıtada tasarım yapıyor olmamızın avantajını kullanıp yeni projelere imza atmak istiyoruz. Şu an bizim için en aktif şehir Mexico City, bir sürü proje aldık, bu yüzden onlara odaklanmış durumdayız. Kişisel olarak da Türkiye'de Eskişehir'e yakın Atlas Köyü'nde babamın organik sertifikalı bağ projesine yardım ediyorum. Onun bağ evi yapma hayalini, pasif tasarım araçları kullanarak az enerji tüketimi olan, enerji tasarrufu yapabilen ve çevreyle barışık bir şekilde tükenebilir enerji kaynakları yerine yenilenebilir enerji kaynaklarından faydalanan, daha verimli ve duyarlı bir proje gerçekleştirme fikrim var. Bu proje de Türkiye'nin sürdürülebilir mimarlık örneklerinden biri olsun istiyorum.

 



Begüm Peker kimdir?

Lisans eğitimini Bilkent Üniversitesi Mimarlık bölümünde tamamlayan Begüm Peker, yüksek lisansını Architectural Association School of Architecture'da Sürdürülebilir Çevresel Tasarım üzerine yapmıştır. Kurucu ortaklarından olduğu Studio Resilia'nın Londra ofisini yönetmektedir.

bottom of page